Tarihin
en uzun soluklu strateji oyunu çıkalı 12 yıldan fazla oldu. Yıllardır oyuncular
bıkmadan karşılıklı olarak StarCraft’ta kozlarını paylaşıyorlar. İtiraf edelim
ki bu yıllar StarCraft hariç bütün strateji oyunlarını eskitti. Yapılan sayısız
turnuvanın vazgeçilmez strateji oyunu StarCraft her zaman yerini korumayı
başardı. Bugüne kadar geldi ve hala oynanıyor. Grafikleri hiç yaşlanmadı ve ses
efektleri hala çok taze... Çok sevdiğimiz eski bir oyunu bilgisayarımıza
yükleriz; ya çalışmaz, ya da oyun içi görüntüler eskiden olduğu gibi büyüleyici
gelmez. Tekrar rafa kaldırırız ve aklımızda o çıktığı zamanlarda olduğu gibi
kalır. Yaşlanmıştır artık ama bu durum StarCraft için geçerli olmadı. Biz
yaşlansak da o hala bize onu ilk oynadığımız zaman aldığımız tadı vermeye devam
etti. 12 Yıldır kendini bıktırmadan oynatan kaç tane oyun sayabiliriz ki?..
Yine Blizzard’ın yaptığı bir diğer multiplayer strateji efsanesi WarCraft III
ve modları bile bizim bilgisayarlarımızdan StarCraft’ı silmemize yetemedi.
Kitap ve filmlerde olduğu gibi oyunların da klasikleri var. Yani asla eskimeyen
ve her zaman oynanacak olan oyunlardan bahsediyorum tabi ve StarCraft, bunların
başında geliyor. Sadece multiplayerlarından bahsetmiyorum bile; Devasa evrenler
haline getirdi Blizzard bu iki oyunu. (MMO'dan bahsetmiyorum) Bu oyunun hikayesine basit diyecek
olursanız sizi zorlayacak ve hazmetmesi kolay olmayan StarCraft tarihini
incelemenizi öneririm. WarCraft evreni kadar büyük olmasa da devasa genişliği
yadsınamaz. StarCraft’tan sonra çok güzel oyunlar yapıldı ama bu oyunlardan
kaçı oyunlarına bu ruhu katmayı başarabildi ki?
Açıkçası
yukarıda da bahsettiğim gibi StarCraft II, çok büyük bir potansiyele sahip ve
tam potansiyeline üç parçası da çıktığında ulaşacaktır. World of Warcraft
oynayanlar bilir: Oyunun test sürümü yapılır ve oradan edinilen bilgilerde sık
sık hatalar düzeltilir ve değişiklikler yapılır. StarCraft II, beta sürecinde
birçok değişiklikten geçti ve her testten sonra bir değişiklik listesi
yayımlandı. Blizzard, test ve düzeltme konusundaki deneyimini StarCraft II’de
de gayet başarılı bir şekilde kullandı ve oyun içerisindeki dengeler çoğunlukla
rayına oturdu. Multiplayer’dan bazı birimler kaldırıldı ve bazı birimler
üzerinde değişikliğe gidildi. Oyuncular birimin şeklini beğenmediğinden birimin
baştan tasarlandığı da oldu.
StarCraft
oynayanlar, her birimin farklı bir ruhu olduğunu görmüşlerdir. Hiçbir birim,
birbirine benzemez ve oynarken de aralarındaki farkı anlarsınız. Hepsinin ayrı
bir rolü vardır ve uzun uzun düşünmeye vaktinizin olmadığı bir satranç oyunu
oynarsınız. Hızlı karar verip doğru birimi doğru bir şekilde öne sürmeniz
gerekmektedir. Birçok strateji oyununda aynı birimin farklı şekillere sokulup
önümüze sürüldüğünü biliyoruz ama StarCraft’ta böyle bir basitlik olmadığından
birimlerinizi zamanla tanımanız gerekmektedir. Birimlerini ve binalarını
tanımayan oyuncu StarCraft’ta yenilmeye mahkumdur. Birçok starteji oyununda birimler
farklı olsa da aralarında özellik bakımından çok da büyük bir fark
bulamazsınız. Onlarda, karşı tarafta her zaman biriminizin bir karşılığı
vardır. StarCraft’ta her birim farklı olduğundan beta devam ederken defalarca
değişiklik yapıldı ve Wings of Liberty’e çok yakın olan oynanış birinci oyunda
da mevcut. StarCraft çıktığında size çok güzel multiplayer oyunları sunmayı
vadetmiyor, multiplayer ve oynanış zaten türünün en iyisi o yüzden de sizin tek
yapmanız gereken biraz beklemek (ahhh Diablo III ah!). Benim de beta süresince ve
StarCraft II’de gördüklerim bu oyunun bizi yıllar boyunca kendine bağlayacağını
işaret ediyor. Karşımıza hatalardan arındırılmış, saf ve dengeli bir oynanış
çıkacak.
Basit olarak StarCraft’ın
hikayesini anlatmak imkansız denebilir. Taraf değiştirmeler, oyun devam ederken
kurulan organizasonlar, rejim değişiklikleri, ihanetler... Ancak şöyle
özetleyebilirim: Terran; bildiğimiz insanlar ama onlarca parçaya bölünmüş haldeler
ve çoğunlukla da birbirleriyle savaşmaktalar. İnsanların içerisinde korsan
sayılmakta olan genel olarak eski askerlerin kurduğu bir organizasyonun
içerisindeyiz. Protoss; insandan çok daha gelişmiş olan bu ırk, çok derin bir
tarih ve kültüre sahip. Teknolojik olarak da insanlardan gelişmişler. Kendi
içlerinde birçok tarikat ve birim barındırırlar. İnsanlar kadar savaş düşkünü
değillerdir. Yine de barışçıl değillerdir. Ve... Zerg; Hikaenin kötü adamları
diyebiliriz bunlara. Aslında adam da değillerdir, evrim geçirmiş bakterilerdir.
Çok hızlı çoğalırlar ve uzayda açtıkları yarıklar da çok hızlı hareket
etmelerini sağlar. “Zerging” deyimi de zayıf olan çok sayıdaki birimin diğer tarafın az sayıdaki ve daha güçlü olan birimlerine saldırması anlamına gelir. Warhammer evrenindeki Tyranidlere çok benzerler.
Peki bu üç ırk nasıl karşı
karşıya geldi? İşte dananın kuyruğu burada kopuyor; Mass Effect oynayanlar
bilir, oyunda insandan önce gelen üstün bir ırktan bahsedilir. Mass Effect’te
Reaperlar defalarca evreni hasat etmişlerdir ona benzer bir mantıkla StarCraft
evreninde bulunan bu Xel’naga adındaki üstün ırk, bir döngünün devam etmesi ve
yaşamlarını uzarmak için diğer canlılar üzerinde çalışmalar yaptılar. İlk önce
Protoss ırkı üzerinde deneyler yaptılar ve sonra da Protossların sosyal düzeninde karışıklık çıktı. Protoss
ırkı, birbirleriyle birleşmek yerine daha fazlasını istedi ve en sonunda
Xel’naga ırkına saldırdılar. Sonuç olarak da Xel’naga gezegenden ayrıldı. Bundan sonra
Protoss karanlık bir döneme girdi. Xel’naga gelişmemiş canlılar üzerinde
çalışırken bu Zerg ortaya çıktı ve onun Protoss ile aynı hatayı yapmaması için
onları üstün akla bağladılar ve üstün aklı da kendilerine... Üstün akıl, Xel’naga
etkisinden kurtulunca Xel'naga'nın üstüne saldırdılar. Üstün ırk Xel'naga, Zerg tarafından
yenilince tekrar uzaklaştı... Amaçlarını elde etmeleri için her iki ırkın da
birleşimlerinin genetik kodunu elde etmeleri gerekmektedir. Ve şimdi StarCraft
II’de onların dönüşlerinin sinyalleri veriliyor ve onların asıl tehlike
olabileceğini öğreniyoruz. Normalde bir insan olan Sarah Kerrigan adındaki
Ghost, Zerg tarafından dönüştürülünce bir şekilde zerglerin başına geçiyor ve
oyunda savaştığımız temel düşmanlardan biri oluyor. Çok büyük bir savaştan
sonra Terran siyasi rejimi değişiyor ve iç savaş başlıyor, Protoss medeniyeti
yok olma noktasına geliyor. Ondan sonrasını da Wings of Liberty’de göreceğiz.
Hikaye kısmını oynarken mutiplayerda göremeyeceğimiz birçok
özel birimle karşılaşacağımızın altı çiziliyor. Pek bir bilgi olmasa da bu
birimlerin Warcraft III’deki kahramanlar gibi bir etkileri olacağını tahmin
etmekteyim. Hikaye kısmına hazır girmişken belirtmeliyim ki artık Starcraft’ta çok daha detaylı
ve canlı bir hikaye göreceğiz. Şu an için elimizde çok da fazla veri olmasa da
gelişmeleri kabaca anlatacağım. İlk olarak teknik detaylara gireceğim. Wings of
Liberty, içerisinde tahminen 30’a yakın bölüm barındıracak ve görevlerin sayısı
tatmin edici görünüyor ama görevlerin niteliğinin büyük bir etkisi olduğunu
unutmamak lazım. Görev uzunluklarının eskisi gibi olacağını düşünecek olursak
oyunu kısa sürede bitirmek pek de kolay olmayacak gibi görünüyor. Yani
görevlerin her birinin 1-2 saatte biteceğini düşünürsek 30-60 saat arası bir
hikaye süresi var önümüzde. Oyunu oynadığımız süre boyunca önümüze onlarca
seçenek gelecek ve hikayenin üzerinde bir etkimiz olacak. Bunun nasıl olacağını
merak ettiğinizi biliyorum.
İlk
StarCraft’ın ana karakterlerinden biri olan Jim Raynor’ı geminin içerisinde
kontrol edebileceğiz ve çeşitli karakterlerle diyaloglar kurabileceğiz. Gemi
içerisindeki çok sayıdaki bölümün her birinin farklı özellikleri var ve gemimiz
Hyperion’daki her karakterin farklı özellikleri var. Görevi hangi karakterden
aldıysak o karakterin kişiliğine göre hem oyunun hikayesi değişecek hem de ana
karakter Jim Raynor. Oyunun ilk cinematiclerinden birinde Power Armor’ı üzerine makineler tarafından yerleştirilirken gördüğümüz, Tychus Findlay gibi bir marinedan görev alırsak,
“kötü tarafa” yöneleceğiz. Bu arada şunu belirteyim: Wings of Liberty için
verilen medyalarda Findlay, Raynor’dan daha fazla yer almakta. Peki gemi
içerisinde neler yapabileceğiz? Mass Effect II’yi oynadıysanız bilirsiniz,
şimdilik gördüğüm kadarıyla gemi içerisinde yaşayacaklarımız Normandy SR-2’de
geçirdiğimiz zamana benzeyebilir. Gemi içerisinde dolaşabilecek, karakterlerle
iletişim kurabileceğiz , çeşitli parçalarla etkileşime geçebileceğiz yani gemi
içerisinde televizyon, müzikçalar, çeşitli mini oyunlar görebileceğiz. Yani
oyun arasında masaüstüne çıkmamamız için her şey düşünülmüş. Tabi bunların
yanında bölümlerin arasını geçireceğimiz bu bölümlerde çeşitli birimleri ve o birimlerin
upgrade’lerini satın alabileceğiz.
Bunların yanında nasıl oynayacağımıza bağlı olarak da çeşitli düzenlemeler
yapacağız.
Sadece birimler arasında değil, bölümler arasında da
StarCraft; Red Alert gibi oyunlardan sonra göremediğimiz bir çeşitliliğe yer verecek. İlk bölümlerde para kazanmak için savaşırken sonraki bölümlerde kaçış, savunma
amacıyla savaşacağız ya da zor şartlar altında görevi bitirmeye çalışacağız.
Tek bir Ghost birimi (evet hatta oyunu da yapılmaktaydı ve iptal edildi) olarak
oynadığımız da olacak. Yani “Nuclear launch dedected.” bildirimi, sadece
multiplayerda değil, senaryoda da düşmanlarımızın kabusu olacak. Bölüm
çeşitliliği konusunda sıkıntı yaşamayacağız ama Wings of Liberty bittikten
sonra (evet, şimdiden düşünüyorum) diğer iki oyunu beklediğimiz acı dolu bir
süreç başlayacak. Neyse ki multiplayerıyla zaman geçirebileceğiz ve işin iyi
tarafı, Blizzard’ın yayımladığı harita editörü sayesinde Warcraft III’ün
modlanmamış multiplayer kısmını geride bırakan efsanevi modlanmış haritalarının
etkileri StarCraft II’de de kendilerini göstereceklerdir. Biliyorsunuz ki
sonradan o modların birçoğu yeni oyun türlerinin çıkmalarını sağladılar.
Warcraft
III piyasaya sürüldüğünden beri StarCraft II üzerinde gizli bir şekilde
çalışıyordu Blizzard. Warcraft III, 2003’te piyasaya çıktığına göre neredeyse
yedi yıldır üzerinde çalışılan ve bugünlere kadar gelen bir projeden
bahsediyoruz. O sıralarda oyunun alpha öncesi çalışmalarını (yani o sıralarda
oynanabilir fakat daha konsept aşamasındaydı) sürdüren Blizzard’ın yapıma
Warcraft III’ten sonra hemen başlaması, Warcraft’tan elde ettiği tecrübeyle
karşımıza daha iyi bir oyun sunması anlamına geliyor. İlk StarCraft’ın aksine
tamamen üç boyutlu modellemelerle dolu bir oyunla karşılaşacağız. Betada
gördüğüm kadarıyla grafikler fazlasıyla tatmin edici gözüküyor. Zaten
Blizzard’ın oyunlarında oynanabilirlik ve içerik ağır basmaktadır.
Konuya
dönelim: İlk StarCraft’ın elle yapılmış iki boyutlu modellemeleri yerlerini üç
boyuta bırakıyorlar. Muhtemelen DirectX 9.0 teknolojisi kullanılacak ve DirectX
10’a da destek verecek. Havok fizik motoru kullanacak yani oyunda değişik
patlamalar, alan üstünlüğü gibi unsurlara şahit olacağız. Yüklerken internet
bağlantısı gerektireceğini de belirtmeliyim. PC ve Mac platformlarına çıkacak.
Bildiğiniz gibi LAN desteğinin kaldırılmasından sonra çok büyük tepkilerle
karşılaştılar. Oyunun Battle.net 2.0’a tanıtıldıktan sonra LAN desteğinin de
oyuncuya açılması söz konusu. Bir de Battle.net 2.0 var ki Blizzard tarafından
ilk olarak StarCraft II betasında gösterildiği gibi Blizzard’ın bütün oyunları
artık o sistem üzerinden çalışacak ve Blizzard’ın Battle.net’e tanıtılmış
herhangi bir oyununu oynarken de birbirimizle bağlantı kurabileceğiz. Bu daha
çok oyun loncalarına (klan, guild, takım) yarayacak gibi görünüyor. Bir World
of Warcraft oyuncusu olarak da değinmeden geçemeyeceğim: Başka sunucuda
(StarCraft II’deki “oyunda”) oynarken lonca ile anlık olarak haberleşebileceğiz
ve zindan ve etkinlikleri kaçırma devri de sona erecek.
Ayrıca Battle.net 2.0, Facebook'a bağlı olarak çalışabilecek. Kazandığımız achievementlar, savaşlar ya da yaptıklarımızı
Facebook’ta otomatik olarak yayımlayabilecek. StarCraft’t multiplayer sırasına
girdiğimiz zaman zorluk seçimi karşımıza gelecek. Bu sayede tecrübeli ve
deneyimsiz oyuncular karşılaşmayacak. Battle.net karma sunucuları sağlamayacak
yani Türkiye’den sadece Avrupa sunucularına bağlanabileceğiz. Bu bir bakıma iyi
bir durum çünkü, oyuncular arası iletişim problemlerinin böylece coğunlukla
önüne geçiliyor.
Ses efektlerinden bahsetmeyi unuttum ama diyecek bir şey
olduğunu sanmıyorum. Üzerlerinde çok az oynama yapılarak bazı birimlerin
sesleri oyuna entegre ediliyor ve diğer birimler için de güzel seslendirmeler
yapılıyor. Çatışmalarda çıkan sesler baş ağrıtıcı seviyelere gelmiyor. Gürültüye
dönüşmeleri büyük oranda engellenmiş. Ara sahnelerdeki seslendirmelerin ne
kadar başarılı olduğunu zaten biliyorsunuz.
Temmuz sonunda StarCraft II: Wings of Liberty marketlerdeki yerini alınca bütün bu
yapılanları görebilirsiniz.
Her ne kadar Dawn of War serisini ve Red Alert II’nin
başında çok zaman geçirsem de StarCraft’ın yeri başkadır ve gerçek zamanlı
stratejilerde liderliği alacaktır. Hikayelerinden bahsetmiyorum, genel olarak oynanışından ve bıraktığı ya da bırakacağı etkiden bahsediyorum. Zaten Blizzard’ın bir diğer oyunu Warcraft
III: The Frozen Throne yıllardır GZS multiplayerlarında en üst sırada.
StarCraft II’nin çıkması aslında GZS için multiplayerın dirilişi olacak
diyebilirim.
Oyunu
fazla övdüğümü veya diğer oyunlara haksızlık yaptığımı düşünebilirsiniz. Fanboy
diyebilirsiniz ama değilim. İsterdim ki en sevdiğim serilerden biri olan
C&C serisi (Tiberium, Red Alert...) bu kadar başarılı olabilseydi. Onları
kötülediğim yok, sadece hiçbiri nedense StarCraft’ın etkisini yaratamıyorlar ve
yenileri çıkacağında da bu heyecanı yaratamayacaklar. Çok iyi GZS oyunları olsa
da neredeyse hepsi zamana yenildi ve o gördükleri ilgiyi koruyamadılar. Buna
karşın dediğim gibi; StarCraft oynayan biri nostalji için StarCraft’ı yükleyip oynamaya
başladığında grafiklerden tiksinmiyor, oynanış sıkıcı gelmiyor, sesleri
kulağını tırmalamıyor. Diğer oyunların yıllardır inatla turnuvalarını
yapmıyorlar ve çoğu da bu turnuvalarda yer bulamıyor. Birçok oyun yenilendi,
yenileri çıktı ama ya bazen o eski tadı bile veremediler ya da bir yönleri
hatalıydı. StarCraft II’nin de bu duruma düşmesini hiç istemem diyeceğim ama
gördüğüm kadarıyla o hale gelmesi de pek olası değil. Fazla gözümde
büyütmüyorum. StarCraft II’den istediğim bize gerçekten de kendini sürekli
oynatacak bir GZS vermesi. Kaliteli bir senaryo ve akıcı multiplayer savaşlar
görmek.
Oyunla
ilgili olarak size verebileceklerim şimdilik bu kadar. Strateji için yılın
bombasının çıkmasına sadece birkaç ay kaldı. Yakında makinelerimiz bizi tekrar
rehin alacaklar gibi... O yüzden de fırsatınız varken biraz dolaşın, nefes alın.
Çünkü StarCraft II’nin başından kalktığınızda bir süreliğine kendinize
gelemeyebilirsiniz. Başında geçirdiğiniz süre sağlığınızda problemlere neden
olabilir. Baş ve boyun ağrısı, yürümekte zorluk çekme ve gördüğünüz böcekleri
zergling sanmak bunların başında gelen etkilerdir.
EN TARO ADUN!