Film sektöründe Godfather serisi mafya filmleri arasında nasıl en iyi örnek ise şüphesiz oyunlar arasında da o dönemi anlatan en iyi oyun Mafia’dır. İlk olarak PC’de boy gösteren Mafia, sunumu, grafikleri ve eşsiz atmosferi ile bir çok oyuncudan tam puan almayı başarmıştı.
Oyunun daha sonra çıkan konsol versiyonu her ne kadar oynanış olarak pek bir şey vaat edemese de oyunun hikayesi nedeni ile gene beğeni toplamayı başarmıştı.
İlk oyunda Tomy Angelo adında sıradan bir taksi şoförünün hikayesine tanıklık ediyorduk. 1938 yılında geçen oyunun hemen başında Tommy bir kafeye giriyor ve orada görüştüğü bir dedektife, kendisine koruma sağlandığı taktirde bölgenin en büyük ailelerinden biri olan Salieri ailesinin kirli işleri anlatacağını söylüyordu. Dedektifin kabul etmesi ile birlikte Tommy anlatmaya başlıyor ve 1930 yılına dönüş yapıyorduk.
Sıradan bir gecede müşteri beklerken bir kaç sokak ötede şehrin iki güçlü ailesi Salieri ve Morello'lar arasında bir kovalamaca oluyordu. Salieri'lerin kazasıyla sonuçlanan bu kovalamacadan kurtulan iki mafya mensubu yanımıza geliyor ve silah zoruyla arabamıza binerek sürmemizi istiyorlardı. Bizde el mahkum dediklerini yapmak zorunda kalıyorduk. Bu ilk görevimiz sonunda ise yüklü bir para ödülü alıyor ve birkaç sakin geçen günün sonunda ise Morello ailesinin bizi bulması ile soluğu Salieri’lerin yanında alıyorduk. Hemen yan sokağımızda gerçekleşen o kaza bizi uzun bir maceranın içerisine sokmuş oluyordu. Peki neydi Mafia’yı bu kadar eşsiz kılan?
Öncelikle oyunun hikayesi ve sunumu başta da dediğim gibi gerçekten eşsizdi. İlk bölümlerde benzer türdeki oyunlarda olduğu gibi kahramanlık ve aksiyon üzerine giden oyunda ilerledikçe, Mafia dünyasına daha çok şahit oluyor ve karanlık bir çıkmaza doğru sapıyorduk. Uzun bir maceranın sonunda ise oldukça buruk bir son ile oyun tam anlamıyla o dünyanın gerçeklerini gözlerimizin önüne seriyordu. Godfather filmlerini izleyince nasıl bir etki oluşuyor ise Mafia’yı bitirdiğimizde de aynı etki ile karşılaşıyorduk.
İlk oyunun bu denli büyük başarısından sonra ise gözler ikinci oyuna çevrilmişti. Fakat uzun süre ikinci oyundan hiçbir ses seda çıkmadı. Bu geçen uzun süreden sonra ise nihayet yerini GamesCom fuarına bırakan Leipzig Games Convention 2007’de Mafia 2 resmen duyurulmuştu.
İkinci oyun zaman olarak ilk oyunun ilerisinde geçecek. 1940’lı yıllarda geçecek olan oyunda o sıralar cereyan etmeye başlayacak olan İkinci Dünya Savaşı’nın da etkilerini fazlasıyla göreceğiz. Öyle ki gazetelerden birebir o döneme ait haberleri görme şansımız dahi olacak. Oyun dönem olarak her ne kadar gerçeğe yakın bir tarihte geçse de yer olarak hayali bir şehir üzerine kurulmuş olacak. Oyunda San Francisco ve New York şehirleri baz alınarak oluşturulan Empire Bay adlı şehirde bulunacağız.
Oyunda yönlendireceğimiz karakter ise fakir ve Sicilya göçmeni bir ailenin oğlu Vito Scaletta olacak. Fakir olmasından dolayı geleceğini karamsar bir şekilde gören Vito, bu nedenle İtalyan mafyasına katılacak. Tabi oyunun konusunun gene ilk oyundaki gibi güzel bir kurgu ile ilerleyeceği ve çok daha karanlık bir atmosferde geçeceği yapımcıların verdiği sözler arasında yer alıyor.
İlk oyunda daha çok arabalı çatışma sahnelerine şahit oluyorduk. İkinci oyunda ise bu durum çok daha dengeli bir şekilde karşımıza çıkacak. Araba kovalamaca sahneleri dışında oyunda alacağımız bir çok görevde bireysel çatışmalara da girebileceğiz. Ayrıca çatışmalar sadece açık mekanlarda değil bir çok farklı kapalı mekanlarda da geçecek. Bu dengeli durumdan dolayı, oyunda bir de siper alma sistemi bulunacak. Yapay zekanın oldukça iyi işleyeceği oyunda, siper alma sistemi çoğu zaman hayatımızı kurtaran en büyük unsur olacak. Oyundaki yapay zeka işleyişini biraz daha açacak olur isek düşmanlarında bizi zorlayacak bir yapay zekaya sahip olacağınız söyleyebiliriz. Sizin gibi onlarda siper alacak ve çatışma sırasında çok dikkatli davranacaklar.
Yapay zekadan nasibini alan bir diğer faktörde düşmanlarımız dışında, Empire Bay sakinleri olacak. Şehir adeta yaşıyor olacak. Bir çok NPC karakteri bulunacak ve bu karakterler normal yaşamın gerektirdiği bir çok unsuru gerçekleştirecekler. Yani işe gitmek için evlerinden çıkacak, yemek yemeye restoranları dolduracak ve otobüsleri, taşıma araçlarını kullanacaklar. Hatta şehrin arka sokaklarında önünüzü kesen serseriler bile olacak. Bu serserilere belinizdeki silahı gösterdiğinizde ise tıpkı gerçek hayatta olacağı gibi sizden özür dileyecek ve hemen oradan kaçmaya çalışacaklar.
Oyundaki NPC karakterlerde olduğu gibi sizinde kendinize ait bir eviniz olacak ve şehrin belli noktalarından yeni evler satın alabileceksiniz. Ayrıca yemek yeme, elbise değişimi gibi türün aşina olduğu bir çok özellik ile Mafia 2’de de karşılaşacağız.
Oyundaki en önemli unsurlardan birisi araçlar olunca yapımcılarda bu önemli unsura gerekli özeni gösterecekler. İlk oyunda yaklaşık 60 farklı aracı kullanabiliyorduk. İkinci oyunda da hemen hemen aynı rakama yakın araç bulunacak ve bu araçlar dönem araçlarına birebir uygun olacaklar. Ayrıca benzer oyunlarda olduğu gibi aracımızda bir de radyo bulunacak bu o dönemin bilinen lisanslı şarkılarını radyomuz aracılığı ile dinleyebileceğiz.
İster gasp edeceğimiz, istersekte sessiz sedasız çalabileceğimiz araçlarda ön plana çıkan en büyük özellik ise modifiye sistemi olacak. Garajınıza girdiğinizde oldukça interaktif bir durum ile karşılaşacaksınız. Çoğu oyunda yer alan sıradan menüler yerine yapımcılar çok daha gelişmiş bir menü sistemini oyunun bu modifiye sisteminde kullanmışlar. Örneğin arabanızın rengini değiştirmek istediğinizde kamera garajınızdaki raflardan birine yaklaşacak ve bu raflardak boya kutularından istediğiniz rengi seçebileceksiniz. Aynı şekilde yedek parça gibi arabanızı modifiye edeceğiniz parçaları da benzer uygulamalar ile seçebileceksiniz. Oyunun bu yönnün oldukça yaratıcı bir şekilde tasarlanmış olduğunu söyleyebilirim.
Oyun grafiksel anlamda ise oldukça iddialı geliyor. Az önce de bahsettiğim yaşayan bir dünya hissini vermesi ile birlikte oyunda yağmur, kar gidi doğal olaylarda gerçekleşecek ve oldukça gerçekçi bir gece gündüz dönüşümü yer alacak. Çevre ile etkileşim üst düzeyde olacak ve özellikle kovalama ve çatışma sahnelerinde bu etkileşime çok daha fazla şahit olacağız.
Animasyonlarda da oldukça gelişmiş bir sistem bizi bekliyor olacak. Karakter animasyonları dışında vurulma animasyonları da geliştirilmiş. Düşmanlarınıza ateş ettiğinizde veya yakın dövüşe girdiğinizde vuruldukları veya darbe aldıkları yere göre tepki verecekler ve o darbeye göre yere yığılacaklar.
Gelelim Mafia 2’nin grafiklerinde beni en çok etkileyen noktaya. Oyundaki fizik motoru oldukça güzel tasarlanmış. Çarptığınız her nesne gerçeğe uygun hareket edecek. Hatta bazen zincirleme olaylar ile bile karşılaşacaksınız. Oyunun GamesCom 09 fuarında gösterilen videolarından birinde Vito ile bir araba garajına giriyorduk. Garajda bulunan bir arabaya molotof kokteyli fırlatan Vito, bu atış ile birlikte kendini bir anda alevler içerisinde buluyordu. Çünkü hedef aldığı araçta başlayan yangın, diğer arabalara da sıçrıyordu. En sonunda ise yerde duran bir tüpe sıçraması ile birlikte, tüp havada gerçekçi bir şekilde süzülüyor ve en sonunda da patlaması ile birlikte garajı da alevler içerisinde bırakıyordu. Patlamanın meydana getirdiği etki ile birlikte Vito’da çok gerçekçi bir biçimde yere kapaklanıyordu. Bir görevi yerine getirirken yapacağımız benzer aksiyonlarda, sanırım iki kez düşünmemiz gerekecek. Fuarda yapılan sunumdaki bu sahnenin gerek fizik gerekse efektler yönünden oldukça iyi bir sahne olduğunu söyleyebilirim.
Sonuç olarak Mafia 2’de mükemmel bir oynanış deneyimi dışında, mafya dünyasının karanlık yönünü ilk oyundan çok daha iyi bir şekilde gözlerimizin önüne serecek. Hikayesinden ve sunumundan hiçbir şekilde şüphe duymayacağım oyunun oynanış ve diğer yönlerinin de oldukça iyi olmasını temenni ediyoruz. Gerek gösterilen video sunumları gerekse de yapımcıların verdiği sözler ile gene oldukça başarılı bir oyun ile karşılaşacağımızı umuyorum.