1982 yılında gösterime giren Tron filmi zamanının ünlü bilim kurguları arasında yer alıyor. Jeff Bridges'in de oynadığı film görsel efekt konusunda diğer rakiplerinin gerisinde kalsa da konusuyla ilgi çekici olmayı başarmıştı. 17 Aralık tarihinden itibaren Tron'un yeni filmi gösterime giriyor ve biz de filmle farklı zamanlarda geçse de Tron: Evolution adlı oyuna filmden 10 gün önce kavuştuk. Tron Evolution, 1982 yılındaki Tron filmi ve Tron: Legacy arasında köprü görevi gören bir hikayeye sahip. Ana karakterimizin adı Anon ve kendisi Kevin Flynn tarafından yazılmış bir bilgisayar programından başka bir şey değil. Flynn'in The Grid'in içinde nasıl hapsolduğunu da öğrendiğimiz Tron: Evolution'da amacımız Clu'nun gittikçe artan gücünü durdurmak. Tabi bu o kadar da kolay değil, çünkü zorlu düşmanların bulunduğu bir dünyada savaşa başlayacağız. İlk Tron filmi belki çok eski olduğundan izlememiş olabilirsiniz, açıkçası şu an da o filmi izlemek görselliği nedeniyle pek mümkün değil. Yine de Tron: Legacy'i merak ediyorsanız ve izlemeye niyetliyseniz Tron: Evolution'ı da yakından tanımak isteyeceksiniz.
Quorra ve Anon oyunda iyi bir ikili oluyorlar
Tron'un filmini izleyen veya oyunlarını oynayanlar bu bilim kurgu klasiğinin dünyasını belki çok yaratıcı olarak görmeyebilir, ama şu bir gerçek ki Tron'un kendine has özelliklere sahip bir dünyası var. Belki konu basit bir karşıt güçlerin savaşı gibi görünüyor, ama renk paletine kadar Tron özgün bir tasarıma sahiptir. Yeni oyunumuz Evolution'da da Tron'un dünyasında olduğunuzu hissedeceksiniz ve bu dünya özellikle ilk aşamada sizi çok etkileyecektir. Futuristik şehir ve çevre tasarımları bambaşka bir dünyada olduğunuzu size hissettiriyor. Bazen mavi neon ışıkları ve açık mavi çevre kaplamaları nedeniyle kendinizi bulunduğunuz dünyanın parçasıymış gibi hissediyorsunuz ki aslına bakarsanız zaten öylesiniz. Çevre tasarımlarında açık mavi, siyah, beyaz gibi renkler ağırlıkta ve sarı düşmanlarınız dışında çok renkli sahnelerle karşılaşacağınızı söyleyemem. Oyunun dünyasının tasarımı ilk aşamada çok hoşunuza gidecektir ve oyunu oynama isteğinizi biraz olsun arttıracaktır, fakat renk paletinin sürekli tekrar etmesi sanki benzer mekanlarda dolaşıyormuş izlenimi de yaratacaktır. Tron: Evolution, oynanabilirlik yönünden her ne kadar çok tekrar eden bir yapıya sahip olmasa da, oyunun görselleri nedeniyle hep aynı şeyleri yapıyormuş gibi hissediyorsunuz. Her şeye rağmen Tron: Evolution'da Tron evreninin dünyasına kendinizi kaptırıyorsunuz.
Oyunun başında Tron: Evolution'ın dünyasından oldukça etkileniyorsunuz, ama bir süre sonra herşey birbirine benziyormuş gibi görünüyor. Dövüşler ve mekanların tekrar hissi sizi oyundan soğutabilir.
Oyunumuza şehrin ortasında başlıyorsuz, ama şehirde gezme gibi bir imkanımız yok. Genellikle tek düze ilerleyen bir yapıya sahip oyunda geliştiriciler de hikayenin sürükleyici olmasını istemiş olacaklar ki oyunda “Select” tuşuna (Xbox 360'taki “back” tuşu) bastığınızda gideceğiniz yol NAVI BIT (Nav Assist Vector Information Bit) sayesinde bir süre için yerde nokta nokta olarak görülüyor. 3. kişi bakış açısına sahip oyunda Mirror's Edge gibi koşular ile Prince of Persia benzeri platform öğeleri birleştirilmiş. Evolution'da Örümcek Adam da dahil olmak üzere bir çok oyundan alıntılar görmek mümkün ve geliştirici firma da bu alıntıları Tron evrenine başarılı bir şekilde uyarlamış. Sonuçta diğer oyunlara benzemeyecek diye zorlama bir oynanış stili seçmektense Evolution'da olduğu gibi diğer oyunlardaki hoş özellikleri Tron evrenine uygun şekilde tasarlamak en iyisi.
Oyunumuzun dövüş mekanizması ise yakın ve uzak olmak üzere ikiye ayrılıyor. Uzaktan dövüşlerde bir disk fırlatıyoruz ve bu diskin oyundaki en önemli silahımız olduğunu belirtelim. Diski kullanarak düşmanlara uzaktan çeşitli vuruşlar yapma imkanına sahipsiniz. Pek de kolay bir oyun olmayan Tron'da uzaktan dövüşler önemli bir yer kaplıyor ve disk fırlatarak (bu disk bir bumerang gibi size dönüyor) savaşma stratejinizi iyi belirlemenizi tavsiye ediyorum. Yakın dövüş elementleri de bu türdeki diğer oyunlarla benzer özellikler taşıyor. Yine çeşitli tuşlara sırayla bastığımızda değişen kombo hareketlerini görüyoruz. Açıkçası uzaktan disk dövüşleri daha çok hoşuma gitti, ama bazen yakından da dövüşmemiz gerekiyor. Oyunun başında dövüş sistemini anlatan, oyunun senaryo moduyla bağlantılı başarılı bir eğitim bölümü bulunması hareketleri kolayca kavramanıza olanak sağlıyor.
Oyuna kalabalık bir şehirde başlıyorsunuz, ama bu şehirde ayrıntılı dolaşma şansınız yok
Tron: Evolution'da filmlerinde de olduğu gibi motosiklete dönüştüğümüz sahneler de bulunuyor. Genellikle yıkılan binalar arasından veya rakiplerimize karşı savaştığımız bölümlerden oluşan motosiklet bölümleri çok uzun sürmüyor ve sizi pek sıkmadığını, hatta oyuna renk kattığını söylemeliyim. Oyunda Tank kontrol ettiğimiz bölümler de var, ama bu bölümlerin pek eğlence vaat ettiğini söyleyemem. Zaten oyundaki asıl maceramızı insan formunda yaşıyoruz.
Eğer aksiyon-macera oyunlarının süresini ve eğlencesini uzatacak bir şey varsa o da rpg öğelerdir. Son dönemlerde rpg öğeleri fps oyunlarında bile kullanılmaya başlandı. Tron: Evolution'da bu değişimden nasibini almış. Oyunda karakterimizi geliştirmek için çok fazla seçeneceğimiz bulunuyor. Core, Disc Mods, Software Upgrades, Miscellaneous, Vehicles, Game Grid Enhancers gibi bölümleri geliştirerek, enerjinizi, alacağınız hasarı, saldırı gücünüzü vs belirliyorsunuz. Bu gelişimler insan formunuzu olduğu kadar motosiklet ve tank'ı da etkiliyor. Karakterinizi geliştirmeyi düşmanlarımızla savaşımız sonrası kazandığımız deneyim puanları ile yapıyoruz. Siz bir bilgisayar programı olduğunuzdan deneyim puanlarımız da doğal olarak MB olarak geçiyor. Ara sıra rastlayacağınız DISC STATION'larda bellek puanlarını kullanabiliyorsunuz.
Oyunda karakter gelişimi oldukça önemli bir yer kaplıyor, çünkü Tron basit bir oyun değil. Normal modda bile düşmanların sizi zorladığını göreceksiniz. Eğer karakterinizi gerekli ölçülerde geliştirmezseniz, oyun ilerledikçe zorluğun da arttığını daha iyi anlayacaksınız. Enerjinizi bir anda düşüren düşmanların güçlü olanlarına karşı özel vuruşlar da her zaman işe yaramayabiliyor. Oyunla ilgili hayatta kalmanızı sağlayacak önerim gözünüzün sürekli duvarlarda olması olabilir. Duvarlardaki beyaz ışıkların bulunduğu bölgelere tırmanıp enerjinizi arttırabilirsiniz. Bu bölgeler bir süre sonra kendiliğinden şarj olup eski haline dönüyor ve size de tekrar enerjinizi doldurma fırsatı sunuyor. Çoğu mekanda duvarlarda bulunan enerji bölgelerini görme şansınız var. Eğer bir düşmanı kolayca öldüremiyorsanız bu duvarlarda enerjinizi sürekli yenileyip düşmana karşı savaşmaya devam etmenizi öneririm. Tron'da enerjimizi yenilemenin bile böyle özgün bir yolla yapılması geliştiricinin çabasını gösteriyor. Geliştirici firma da basitçe çevreye enerji paketlerini yayabilirdi, ama bunu yapmamışlar.
Yarışların uzun süreli eğlence vaat ettiğini söylemek zor
Tron: Evolution oynanış olarak bazen tekrar eden savaşlara ve sıkıcı Tank kullanımına sahip olsa da görsel olarak çoğu film oyunundan başarılı görünüyor. Çevre tasarımları çok ayrıntılı görünmese de karakterler tasarımları ortalamanın üstünde bir performans sergiliyor. Oyunun görselliğindeki en önemli noktalardan birisi de 3D desteği oluyor. Bu yılın 3D destekleyen oyunlarından olan Tron: Evolution'da bu özellik o kadar da iyi kullanılamamış. Çoğu oyunda olduğu gibi Tron'da da 3D desteğini açınca Frame Rate'te belirgin düşmeler meydana geliyor. Belki motosikleti kullanırken 3D'nin özelliğini yeterince hissedebilirsiniz, diğer durumlarda 3D'nin etkisini pek hissetmiyorsunuz. Grafiklerin hiç öyle ahım şahım olmamasına rağmen 3D'de frame düşmesi üzüntü verici. Halbuki Tron'un dünyası 3D desteğine çok uygun olabilirdi. Sinematiklerde bile 3D pek bir anlam ifade etmiyor. Oyunu 3D olarak oynamasanız da pek bir şey kaybetmeyeceksinizdir, ama Tron: Legacy'i mutlaka 3D izlemenizi tavsiye ederim.
Özellikle müzikler konusunda oldukça başarılı olan oyun, seslendirmelerde de aynı başarıyı yakalıyor. Yine de diğer ses efektleri sıradan olmanın ötesine geçemiyor.
Bu nesilde oyunlarda mutlaka olması gereken özelliklerden birisi de online multiplayer destek olarak görülüyor. Tron: Evolution da bir bakıma mecburen bu oyun modunu desteklemek zorunda kalmış. Mecburen diyorum, çünkü bu modlar üzerinde çok uğraşılmadığı belli. Dört haritanın bulunduğu (indirilebilir içeriklerle bu sayı artıyor) online modda 2 tanesi disk savaşları üzerine kurulu, 2 tanesi de motosikletleri kullanarak savaştığımız toplam 4 oyun modu bulunuyor. 10 kişiye kadar destek veren multiplayer'da deathmatch mücadelelerinin yanı sıra takım bazlı savaşlar da yapabiliyoruz. Tron türündeki oyunlarda pek göremediğimiz multiplayer modların bu oyunda oluşu her ne kadar sevindirici olsa da pek fazla eğlenemeyeceğinizi söyleyebilirim. 3. kişi bakış açısına sahip Gears of War 2 ve Uncharted 2 gibi eğlenceli online modlara sahip oyunları oynamanız çok daha iyi olacaktır. Zaten futuristik Prince of Persia olarak nitelendirebileceğimiz Tron'da bence asıl eğlence senaryo modunda bulunuyor. Şu an piyasada o kadar iyi online oyunlar varki Tron'un bu modunu oynamak bence zaman kaybı olacaktır.
Tank kullanımı oyunun en sıkıcı bölümleri arasında bulunuyor
Tron: Evolution'a genel olarak baktığımızda bu nesildeki ünlü oyunların yanında çok sönük kaldığını söyleyebilirim. Belki Tron'un yeni filmi Legacy gelmeseydi Evolution adında bir oyunu oynamamız da mümkün olmayacaktı. Tron: Evolution'ın bir ticari hamle olduğu düşünüyorum, ama yine de kötü diyebileceğimiz bir oyunla karşı karşıya değiliz. Yani geliştirici firma Tron'un adını kullanalım zaten Tron adını görenler oyunu satın alacaktır düşüncesiyle hareket etmemiş gibi görünüyor. Özellikle Prince of Persia, Assassin's Creed ve Mirror's Edge gibi oyunları seven oyuncuların bu oyunu da beğenme ihtimali bulunuyor. Yine de Tron: Evolution'ı sakın bu oyunlarla aynı kefeye koymayın, hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz.
Karşınızda oyunsuz döneminizde çok fazla eğlence beklememek koşuluyla can sıkıntınızı atacak bir oyun var. Özellikle müzikleri nedeniyle oyunun dünyasına kendinizi kaptırıyorsunuz. Ses efektleri her ne kadar ortalama düzeyde seyretse de müzikler oyun boyunca sıkıntınızı alan ve sizi oyuna bağlayan etkenler arasında bulunuyor. Hatta oyunun müziklerini bir yerlerden bulmaya bile çalışabilirsiniz. Eğer benim gibi Cyber Punk öğelerden ve hızlı oynanışa sahip platform türünden hoşlanıyorsanız Tron: Evolution'ı size tavsiye ederim. Aksi takdirde boş zamanlarınızda can sıkıntınızı alacak bir oyundan daha fazla şey beklemeyin derim.