Total War: Shogun 2 ile birlikte 11 yılın ardından Japonya topraklarına hükmetmek için geri dönüyoruz. Oyun tarihinin en popüler strateji serilerinden biri olan Total War, son oyunu ile Creative Assembly’nin geçen bunca zamanın ardından ne kadar yol aldığını gözler önüne seriyor.
Shogun 2, Japon tarihinin oldukça kısa bir dönemini konu alıyor. 1545 ile yaklaşık 1600 yılları arasında Japonya’nın feodal döneminin bir parçası olarak tarihe adınızı yazdırabilmek için mücadele veriyorsunuz. Klanlara ve onların topraklarına ayrılmış her bölge, klan lideri olan Daimyo’lar tarafından yönetiliyor. Siz de diğer Daimyo’lar gibi İmparator’a kendinizi ispatlamak ve Japonya’nın askeri gücünü elinde tutan Shogun olabilmek için onurunuzla şavaşıyorsunuz.
Elbette Shogun olmak kolay değil. Japonya’da toplam 65 bölge bulunuyor. Shogun olabilmek için bu bölgelerden belirli miktarını (Oyunun uzunluk seçimine göre) elinizde tutmanız ve Shogunate’i (Görevdeki Shogun) yenerek eski Japonya’nın kültür başkenti olan Kyoto’yu ele geçirmeniz gerekiyor.
Samuray ve katananın gücü
Oyuna girdiğinizde arka planında Kyoto Kalesi olan ana menü sizi karşılıyor. Kullanışlı bir şekilde tasarlanmış olan bu menü Single Player ve Multiplayer olmak üzere basitçe iki alana ayrılmış. Tek kişilik bölümün ilk seçeneği olan Tutorials (Eğitim) ile başlayalım.
Eğer Total War serisine yabancıysanız ya da aradan zaman geçmesi nedeniyle kontrollerini ve oynanışını unuttuysanız eğitim bölümünü kesinlikle oynamalısınız. Burada ufak bir senaryo eşliğinde oyunun tüm kilit noktaları anlatılıyor. Haritadaki statejik oynanıştan, deniz ve kara olmak üzere savaş alanlarındaki ipuçlarına kadar yeterli seviyede pek çok ayrıntı gösteriliyor. Eğer isterseniz bu bölüme hiç uğramadan, ayarlardan yardım seçeneğini açarak ana senaryoyu ipuçları eşliğinde öğrenerek oynayabilirsiniz.
Tek kişilik bölümün yan içeriklerinden biri de Historical Battles oluyor. Burada Japonya haritası üzerinden tarihi savaşları seçerek hemen savaş alanına geçebiliyorsunuz. Kendi ufak senaryoları olan bu savaşları kazandıkça yenileri açılıyor.
"Ne zaman savaşacağını, ne zaman savaşmayacağını bilen kazanır." -Sun Tzu, Art of War
Custom Battle bölümünde, yine hemen ordunuzun başına geçerek meydan muharebesine başlayabileceğiniz kişisel savaşlarınıza katılıyorsunuz. Belirli bir senaryosu olmadan katılımcı sayısına (En fazla 4’e 4 oluyor), ordulara, savaş yerine, hava şartlarına ve zorluğuna karar veriyorsunuz. Total War serilerinde en çok savaşmayı seven oyuncuların popüler bölümlerinden biri diyebiliriz.
Single Player’da en çok zamanınızı harcayacak yer senaryo bölümü olacaktır. Burada seçebilceğiniz 10 farklı klan bulunuyor. Her klanın farklı başlama bölgesi, özellikleri ve hikayesi var. Mesela Takeda klanının süvariler ile arası çok iyi. Süvarilerinin moralleri daha yüksek, üretmesi daha ucuz, masrafları daha düşük ve Superior Cavalry üretebiliyorlar. Sizin stratejinize uyan klanı seçerek Japonya'yı fethetmeye başlayabilirsiniz.
Alevli oklar geceleri görsel şölen oluşturuyor
Burada bulunan klanların haricinde oyunu oynarken pek çok yeni klan üreyebiliyor ve pek çoğu da yok olabiliyor. Mesela ayaklanma çıkan bir şehrinizi kontrol edemezseniz, isyancılar o şehri ele geçirip diğer şehirlere yayılmaya çalışıyorlar.
Klanların savaş birimleri genellikle birbirlerinin aynısı. Hem oyunun sadece Japonya’da geçmesinden, hem de kısa bir dönemin işlenmesinden dolayı üniteler arasında fazla çeşitlilik bulunmuyor. Asker yelpazesini daha çok ana birliklerin çeşitleri oluşturuyor (Bow Ashigaru, Chosokabe Bow Ashigaru, Bow Ashigaru Garrison gibi).
Oyundaki tüm birimlerin, yapıların, klanların, bölgelerin ve sanatların hepsine (Kısacası her şey) Total War Encyclopaedia üzerinden ulaşabiliyorsunuz. Shogun 2’nin ansiklopedisi olan bu bilgi kaynağında oyunda bulunan her özellik ve içerik açıklamaları ile gösteriliyor. Böylesine ayrıntılı bir oyun için, oldukça doyurucu bir kaynak diyebiliriz.
Oyuna başladığınızda parşömen kağıdına basılmış Japonya haritası sizi karşılıyor. Bu haritada henüz keşfetmediğiniz yerler iki boyutlu gibi görünüyor fakat haritayı açtıkça altından doğal güzellikler ve çerçeve ettirilecek manzaralar çıkıyor. Tamamen üç boyutlu olan bu haritada rahatlıkla gezebiliyorsunuz, hatta Total War serisinde ilk defa kamerayı çevrenizde döndürebiliyorsunuz (Kalabalık noktalarda bir yeri seçerken çok işe yarıyor).
Daha önce belirttiğim gibi bölgelere ayrılmış olan bu haritanın belli bir oranını ele geçirmeniz gerekiyor. Her bölgede bir kale şehri ve çeşitli kaynaklar bulunuyor. Şehrin kontrolünü ele geçirdiğinizde o bölgedeki kaynaklara da erişmiş oluyorsunuz. Mesela daha gelişmiş liman yapabilmek için oduna ve daha gelişmiş kılıçlı birimlerin üretimi için ise demire ihtiyacınız bulunuyor. Bu kaynakları ya içerisinde barındıran bir bölgeyi ele geçirerek, ya da başka bir klan ile ticaret yaparak sağlamanız gerekiyor. Fakat ticaret her zaman çözüm olmayabiliyor (Daha fanatik Monk’lar üretebilmek için kutsal ruhların bulunduğu yerler için mesela (Haunted Grounds)).
Genel üniteler arasında klasik Orta Çağ savaşçıları (Kılıç, mızrak, yay ve at kullanan), barutlu ilkel silahlar kullanan savaşçılar (Topçular, patlayıcı atanlar, arkebüz kullananlar...vs) ve boyutlarına göre sınıflandırılan gemiler bulunuyor. Bu üniteler arasında taş – kağıt – makas dengesi bulunuyor. Klanınızın hükümdarı ve ordularınızın generali olarak hangi ünitelerin, kimlere ve nasıl durumlarda üstünlük sağladığını bilmeniz gerekiyor.
Her birim ayrıntılı olduğu için savaşlar çok etkileyici geçiyor
Bu genel üniteler sizi zafere götürecek en önemli araç olarak öne çıkıyor fakat bunların haricinde bir de özel üniteleriniz bulunuyor. Bunlar da yine kendi aralarında üstünlük dengesine sahipler ve büyük ordular kadar olmasa da kritik anlarda başarılı olduklarında tarihi değiştirebiliyorlar. Bunlar şu şekilde:
Ninja: Bu birimler günümüzdeki gizli ajanların görevlerini üstleniyorlar. Kilit noktadaki kişilere suikast düzenleme, casusluk yapma, sabotaj yapma ve gözcülük gibi yetenekleri bulunuyor. Üretebilmek için şehre Sake Den kurmak gerekiyor. Bu binayı Criminal Syndicate’e kadar geliştirirseniz ordunuzda da kullanabileceğiniz Kisho Ninja’lar üretebiliyorsunuz.
Mesela savunmasız şehrinize doğru gelen bir orduda karışıklık çıkartarak 1 tur gecikmesini sağlayabilir, düşman generali zehirleyip öldürtebilir ya da suç ağınıza katarak isyancıların etkisini azaltabilirsiniz.
Metsuke: Bu kişiler sizin gizli polisiniz olarak görev yapıyorlar. Generallerinizin bağlılıklarını kontrol edebiliyorlar ya da düşmanın özel ünitelerini suç işlerken yakalayabiliyorlar. Ayrıca düşman generallerini ve ordularını rüşvet vererek kendi tarafınıza çekebilirler (Tabii kesenin ağzını iyi açmak gerekiyor). Yakaladığı düşman ajanları, bir süre sonra klanına geri teslim ediliyor. Özellikle Missionary ve Monk birimlerine karşı çok hassaslar ve kolaylıkla saf dışı bırakılabiliyorlar.
Her sırada (Turn) bir mevsim geçiliyor ve her mevsimde harita görsel açıdan tamamen değişiyor.
Missionary & Monk: Diğer birimleri Hristiyana ya da Budiste çevirebiliyorlar. Etkili konuşmaları ile düşman ordularının moralini düşürmeyi ya da kendi ordunuzun rüşvete karşı daha güçlü olmasını sağlayabiliyorlar. Ayrıca kızgın toplulukları sakinleştirmeye ya da mutlu halkı isyan ettirmeye yarayabiliyorlar. İsyan eden dini topluluklar, kaşla göz arasında 2000 kişilik ordular halinde geri dönebiliyorlar (Bu nedenle dini hafife almayın). Bu birimler özellikle Ninja ve Geisha’lara karşı hassaslar.
Geisha: Ninjaların kadın versiyonu denilebilir. Onların aksine, gizlilik yerine tüm işlerini göz önünde gerçekleştiriyorlar. Ninjalardan daha ileri seviyede bir binada üretiliyorlar ve yetenekleri de daha yüksek seviyede oluyor. Görünür oldukları için Metsuke’ler tarafından kolaylıkla el koyulabiliyorlar.
Bu birimlerin haricinde özel birim olarak adlandırabileceğimiz generaller bulunuyor. Ordularınızı ya da donanmanızı yöneterek ekstra özellikler kazandırabiliyorlar. Savaşta yanındakileri etkilemek ya da düşmanın hattını yararak yol açmak gibi ek özelliklere sahipler.
Ninja ile Samurayın karşılaşması ve
Generallerin sahip oldukları Loyalty (Sadakat) puanları bulunuyor. Eğer bir generalinizin bağlılığı düşükse, rüşvet alarak düşmanın tarafına geçme olasılığı daha yüksek oluyor. Bu bağlılığı Daimyo’nun (Yani sizin) Honour seviyesi, savaşlardaki zaferler, klandan biri ile evlenmesi, klanın varisi olması (Eğer oğlunuz varken yaparsanız oğlunuzun bağlılığı düşer), karakter özellikleri ve yetenekleri, dini seçimler, komisyon üyesi yapılması ya da klan tarafından unutulması etkileyebilir. General, sadakatin çok düşmesi durumunda Hara-kiri ile kendi hayatına son verebiliyor.
Daimyo’lar da generaller ile aynı özelliklere sahipler. Fakat klanın lideri olan bu kişilerin Loyalty puanları bulunmuyor. Onun yerine Honour (Şeref) puanları bulunmaktadır. Eğer Honour düşerse generallarin sadakatleri de düşüyor. Büyük bir yenilgi almak, bir anlaşmayı bozmak, şehirleri yağmalamak, bir generalin vatan haini çıkması ve klanın Hristiyanlığa geçmesi gibi nedenler Honour puanını düşürebilir.
Ayrıca tüm bu bahsettiğim birimlerde kendi özel yetenek ağaçları bulunuyor. Her başarılı aktivite sonrası kazandıkları puanlar ile seviye atlayarak yeni geliştirmeler kazanabiliyorlar. Mesela Ninjanın casusluk, sabotaj ve suikast alanlarında yetenek ağaçları bulunuyor ve geliştirdikçe onu istediğiniz alana yöneltebiliyorsunuz. Bu basit sayılmayacak RPG öğelerinin oyuna çok olumlu bir yön kattığını belirtmek gerekiyor.
Karakterlerin yetenek ağaçlarının yanı sıra klanınızın teknoloji ve kültür ağaçları bulunuyor. Savaş sanatları için Bushido, yönetim ve ekonomi için ise Chi sanatlarını öğrenmeniz gerekiyor. Bu ağaçlarda izleyeceğiniz yol, klanınızın nasıl bir tutum içerisinde olacağını belirliyor. Pek çok ünite ve binayı üretebilmek için gerekli sanatları öğrenmeniz gerekiyor. Bu aynı zamanda, farklı yollar izleyerek oyunu tekrar oynadığınızda farklı bir oynanışa sahip olmanızı sağlıyor.
Yapay zeka, Shogun 2’yi yine bir önceki oyunlardan ayıran özelliklerden biri oluyor. Gerek harita üzerinde, gerek ise savaş meydanında daha akıllı düşmanlara karşı oynadığınızı hissediyorsunuz. Kalenizi savunurken, düşmanın ağırlık vererek birliklerinizi bir yöne çektirmeye çalıştığını ve boş kalan yerden saldırdığını görebiliyorsunuz. Fakat yine de düşmanın saldırı yöntemlerinde fazla çeşitlilik aramayın. Zaten bunun geliştirilmesi yerine, çok daha zevkli bir özellik bulunuyor. Her savaşa gireceğiniz an karşınıza Drop-in Battle seçeneği çıkıyor. Bu seçeneği aktif yaparak savaş alanına gitmeyi seçtiğinizde Shogun 2, sizin için online bir oyuncu arıyor (Napoleon: Total War’da olduğu gibi). Uygun oyuncu bulunduğunda savaştığınız orduları başka bir oyuncu yönetiyor. Sizin de, iyi oynayıp keyif vermesini umduğunuz bir yapay zekaya ihtiyacınız kalmıyor.
Deniz savaşlarında her geminin bir diğerine üstünlüğü bulunuyor
Yapay zeka, savaş alanlarının dışında harita üzerinde de kendini hissettiriyor. Mesela örnek vereyim; benim Daimyo’m bonusları nedeniyle diğer tüm ordularımdan daha hızlı ilerliyordu. Çok fazla ordum vardı ve başka adaya geçip oradaki şehirleri alacaktım. Daimyo’nun ordusu harita üzerinde daha hızlı ilerlediği için karşı adaya tek başına geçti. Bir sonraki tura geçtiğimde zayıf ve sadece donanması kalmış bir düşmanım iki ada arasındaki geçite gemilerini soktu (Benim de hiç gemim yoktu o an). O gemileri, ben donanma kurup ona saldırıncaya kadar o geçitten çekmedi. Ben de, Daimyo’nun diğer adada tek başına ölmemesi için kaç tur boyunca kaçarak savunma yapmak zorunda kaldım (Daimyo’ma gemileri konuşlandıran düşmanımın müttefiği saldırıyordu).
Yapay zeka, diploması konusunda çok değişken davranıyor. Daha dün ticaret yapıp evlenmeye gelin gönderdiğiniz dostunuz, ertesi mevsimde sizle düşman gibi konuşabiliyor. Bu değişkenlik oyunun uyarı mesajlarında da bulunuyor. Mesela Daimyo’nuzu kaybettiğiniz bir savaş sonrasında “Çok büyük ve bilge biriydi. Yas tutalım.” içerikli üzücü bir mesaj gelirken, arkasında “Bugün en mutlu günümüz, Daimyo’nun şerefli oğlu klanın kontrolünü ele alıyor” şeklinde bayram havası esebiliyor (900 kişilik orduyu hiç kayıp vermeden yok edebilmek de yine yapay zekanın ufak sorunlarından biri).
Japonya doğal felaketler açısından da oldukça tehlikeli bir bölge. Volkan, sel, deprem, tsunami ve kasırga gibi felaketler sizi etkileyebiliyor.
Yapımcıların en çok ilgi gösterdikleri yerlerden biri de Multiplayer modu olmuş. Avatar Conquest ekranından generalinizi isimlendirerek klanınızın flamasını yaratıp, diğer oyuncularla yapabileceğiniz savaşlara katılabilirsiniz. Yarattığınız avatar ile senaryo bölümündekiyle aynı olan Online Japonya haritasına geçerek kendinize göre bir oyuncu bulabilir ya da kendi oyununuzu açarak başkalarıyla savaşabilirsiniz. Bu bölümde kazandığınız savaşlar sonrasında gelişerek daha fazla içeriğin (Yeni ordular ve zırh seçenekleri gibi) kilidini açıp generalinizi geliştirmeye devam edebiliyorsunuz. Bu bölümde RPG öğelerinin daha fazla arttığını görüyoruz.
Sadece savaş alanları değil harita görüntüsü de etkileyici
Grafikler, sesler, müzikler ve animasyon Shogun 2’nin en çok dikkat çeken özellikleri oluyor. Grafikler, en üst seviyede muhteşem görünüyorlar. Bunun üzerine, animasyonlardaki yumuşaklık ve çeşitlilik eklendiğinde savaşlarda kamera ile uzaklaşmak istemiyor ve kaybediyorsunuz. Uzaktan bakıldığında göze dolgun gelen görüntüler, yaklaşınca yerini ayrıntılara bırakıyor. Sisli ve karanlık açık denizlerde yaptığınız deniz savaşlarında, uzaktan zorla görülen ışığa doğru yönelecek; yağmurlu gecelerde kalenizde düşmanın gelmesini beklerken, çakan şimşeğin samuraylarınızın zırhlarını nasıl parlattığını görünce, çıkmış savaş oyunları içerisinde en başarılı atmosferlerden birine sahip olduğunu farkedeceksiniz. Seslendirmeler ve müzikler ise sizi Shogun’ların, ninjaların ve samurayların diyarına sürüklemeye yetecek (Geisha'ların da). Kısacası Shogun 2, sunum açısından da Total War serisinin en iyisi olmuş.
Total War: Shogun 2’nin ufak da olsa hataları bulunuyor ve Creative Assembly bu hataları en kısa sürede giderecektir. Shogun 2, kuşkusuz serinin en başarılı grafiklerine ve yapay zekasına sahip oyunu olmuş. Eğer strateji oyunlarını seviyor ya da Japon kültürüne ilgi duyuyorsanız hemen demosunu deneyerek fikir sahibi olabilirsiniz. İlk başta karışık gelse de, eğitim bölümleri ile kısa sürede alışacaksınız. Total War hayranları için zaten bir şey söylemeye gerek yok, kesinlike kaçırmamalılar.