Son dönemlerde Japonya kökenli oyunların Batılı firmalar tarafından geliştirildiğine sıkça tanık oluyoruz. Silent Hill, Bionic Commando ve Devil May Cry gibi oyunlar Batılı geliştiricilere emanet edilen isimler arasında bulunuyor. Bir zamanlar Japon firmalar tarafından başarıyla geliştirilen bu oyunlar neden aralarında isimlerini bile duymadığımız firmaların ellerine teslim edilir ki? Bu soruya yanıt bulmak pek kolay değil, ama sanırım Japon oyun endüstrisinin gerilemesinin en büyük işaret de bu olaydır. Capcom ve Konami gibi firmalardan sonra Square Enix de Batılı firmalara oyununu geliştirten Japon devleri arasındaki yerini aldı. 1995 yılında Toshiro Tsuchida'nın önderliğinde geliştirilen ve bugüne kadar taktiksel-rpg, gerçek zamanlı strateji, side-scrolling shooter ve MMO gibi türlerde karşımıza çıkan Front Mission'ın yeni oyunu Amerikalı firma Double Helix Games tarafından hazırlanıyor. Üstelik bu defa TPS (Third Person Shooter) türünde hazırlanan oyun, serinin diğer elemanlarından oldukça farklı özelliklerle donatılmış. Bakalım Double Helix Games, bir klasik haline gelen serinin ününü Front Mission: Evolved ile koruyabilmiş mi?
Front Mission: Scars of War'dan 50 yıl sonrasında geçen Evolved'da 2171 yılındayız. Zaten seri genel olarak 21. ve 22. yüzyıllarda geçiyordu, bu oyunda da gelenek bozulmamış. Artık insanoğlu yörüngedeki uydulara asansörlerle ulaşabiliyor ve buradaki uyduları düşmanları gözetleme amacıyla kullanabiliyor. Tabi işler her zaman yolunda gitmiyor. Zaten gitse oyunumuz için bir konu ortaya çıkmazdı. Her nasılsa, kim oldukları bilinmeyen bir güç Kuzey Amerika'daki asansörlerden bir tanesini yok etme amacıyla saldırıya başlar. Sadece asansörü değil, bütün şehri yerle bir etmeye başlayan bu gücü durdurmak için harekete geçiyoruz. Oyundaki ana karakterimiz ise Dylan Ramsey adında genç bir mühendis ve kendisi asker değil. Şehrin alt üst olduğunu gören Ramsey, aceleyle yıkımı yapan düşmanlara doğru hareket geçer. Sadece 23 yaşında olan genç mühendisimiz, bu düşmanlara karşı büyük bir mücadele vermek zorundadır.
Daha önce de belirttiğimiz gibi Front Mission: Evolved'da ele almamız gereken ilk nokta oyunun türündeki değişim oluyor. Bu nesilde oyunların aksiyon türüne kayması kervanına Front Mission'da katılıyor. Önceki oyunlardaki taktiksel düşünceleri bir kenara bırakıp önümüze gelen düşmanları öldürdüğümüz bir oyunla karşı karşıyayız. Bildiğiniz gibi Front Mission serisinde Wanzer denilen Mech'leri yönetiyoruz. Yani aksiyon için birebir olan savaş makineleri emrimizde. Evolved'ın türündeki değişime bu savaş makinelerinin de katkısı büyük. Wanzer'lerimizin görüntüsü insan bedeni temel alınarak yapılmış, ama tabi ki çok daha kabalar. Wanzer'lerin elinde Makineli tüfek, Shotgun, Rifle (Tüfek) ve Bazuka gibi silahlar bulunurken, omuzlarında da yüksek tahrip gücüne sahip Misilli füzeler, Roketler, Bomba atar ve Gatling Gun gibi silahlar bulunuyor. Hemen heyecanlanmayın bunlardan yalnızca birer tane seçebiliyoruz. Ayrıca Wanzer'lerimiz düşmanlara yakından yumruk gibi vuruşlar da yapabiliyor. Kurşununuz tükendiğinde iş ellerinize kalabiliyor. Tabi düşman saldırılarına karşı elimizde tuttuğumuz bir zırhı da kullanma şansınız var. Bütün bunları nasıl savaşmak istediğinize göre üzerinde düşünerek seçmenizi öneririm.
Oyunda Wanzer'leri özelleştirme seçeneğimiz de bulunuyor. Bölümlere başlamadan önce Wanzer'lerimizde hangi silahların bulunacağı, hangi renkte olacakları veya puanımıza göre silahlarımızı geliştirme olanaklarına sahibiz. Özellikle renk seçiminde çok ayrıntılı işler çıkarabilmemiz sevindirici. Wanzer'lerin yüzeyindeki bezemeleri bile seçme şansımız var. Bu da bize kendi zevkimize göre Wanzer'imizi yaratma imkanını sunuyor. Wanzer'ler genel olarak benzer özelliklere sahip. Wanzer'imizde hızlı ilerlemek ve bir süreliğine havada süzülmek için boost'umuz (bu boost zamanla bitiyor) var. Havada süzülmek işi pek işimize yaramıyor, ama yerde bu boost sayesinde çok hızlı ilerleme şansımız var. En az silahlar kadar önemli olan boost'unuzu her an kullanmaya çalışmamanızı öneririm, çünkü bu boost olmadan Wanzer'ler çok ağır hareket ediyor. Savaşlarda ise hız en önemli şey olarak görülebilir. Düşman füzelerinden ve makineli tüfeklerinden kurtulmamız için hızlı hareket etmemiz gerekiyor. Düşmanlarımız arasında bizim gibi Wanzer'ler olduğu gibi roketlerle donatılmış tanklar ve makinelilerin başındaki insanlar gibi çeşitli olanları bulunuyor. Yine de en zorlu düşmanlarımızın genel olarak Wanzer'ler olduğunu belirtelim. Diğer düşmanlar sabitken veya doğrudan üstümüze gelirken, Wanzer'ler savaşlarda saklanabiliyor veya mermilerimizden kaçmaya çalışıyor. Yine de yapay zeka genel olarak pek iyi değil.
Front Mission: Evolved'ta hoşuma gitmeyen ilk şey enerji ve mermi gibi nesneleri ölen düşmanlardan düşen dikdörtgen şeklindeki mavi ve yeşil kutulardan almamız oldu. Eski tarz Arcade oyunlarından kalma bu tür şeyler artık yeni nesil oyunlarda kullanılmamalı diye düşünüyorum. Enerji veya mermi alma konusunda daha yaratıcı şeyler yapılması zor olmasa gerek. Üstelik boost'umuz da çok çabuk tükeniyor. Teknolojisinin bu kadar geliştiği bir dönemde 1 dakika sürmeye bir boost çok itici. Mesela gelecekte geçen ilk Halo oyununda zamanla el fenerimizin gücü bitiyor, ardından tekrar şarj oluyordu. Yani günümüzde bile saatlerde ışık sağlayan el fenerleri var. Böylesine mükemmel oyunlarda bile böyle basit hatalar olabiliyor; ama Front Mission Evolved zaten genel olarak üzerinde pek uğraşılmamış, sipariş üzerine geliştirilen bir oyun olduğundan böyle basit kurguları görmek beni pek şaşırtmadı. Savaşlarda bile sürekli düşman öldürüp ilerlemek dışında pek bir şey yapmıyoruz. Açıkçası ilk başlarda savaşlar bana zevkli geldi, ama 1 saatten sonra her şey tekrar etmeye başlıyor hissine kapılıyorsunuz. Bir süre sonra neden bu oyunu oynuyorum ki diyebilirsiniz.
Oynanış öğeleri bizi oyuna çekemiyor, ama bari atmosfer iyi olsun diyorsanız o konuda da hayal kırıklığı yaşayabilirsiniz. Wanzer'lerin tasarımını veya görsel kalitesini geçtim, savaştığımız mekanlar da genel olarak çok kötü görünüyor. Üstelik çevrede birkaç araç dışında patlayan veya parçalanan bir şeyler görmek neredeyse imkansız. Çevredeki binalara makineli tüfek veya roket atarlarla ateş ettiğinizde küçük izler dışında herhangi bir hasar almadıklarını görüyorsunuz. Bu kadar bol patlamalı bir oyunda en azından binaların belli oradan hasar alması atmosferi daha iyi yapabilirdi; zaten binalar da oldukça kötü kaplamalara sahipler. Yani uğraşılsa hasar modellemesi konsollarımızı zorlayacak değil. Ayrıca bu kadar bol patlamanın yaşandığı bir oyunda patlamaların PS2'deki oyunlardan pek farkının olmaması da tam bir hayal kırıklığı. Front Mission Evolved'tan mükemmel grafikler beklemiyorduk, ama en azından bu konuda biraz uğraşılması memnun edici olurdu. Double Helix'in geliştirdiği Silent Hill: Homecoming'in grafikleri mükemmel olmasa da sizi tatmin ediyordu. Demek ki geliştirici isteseydi Front Mission: Evolved'ta da iyi işler çıkarabilirdi.
Senaryo modunda pek bir iş olmayan ve görselleri ile de sizi sıkan oyunun multiplayer modunda zevk alabilme olasılığınız daha fazla. Tabi Call of Duty, Battlefield gibi oyunlar varken bu oyuna zaman ayırır mısınız orası ayrı bir konu. Deathmatch, Team deathmatch, Domination ve Supremacy gibi modların bulunduğu multiplayer bölümünde XP (deneyim puanı) kazanıp level'ınızı yükseltmeye çalışmak için savaşıyorsunuz. Senaryo modundaki gibi multiplayer modunda da sunum sorunu var. Bu modda bölüm tasarımları sizi oyuna bağlamaktan çok uzak. Diğer Wanzer'lerden saklanma veya onlara tuzak kurma gibi seçenekleriniz pek yok. Genellikle yüzleştiğiniz düşmanlara karşı en iyi isabet oranını yapıp o sizi öldürmeden, siz onu öldürmeye çalışıyorsunuz. Zaten bu modu oynayan oyuncu sayısı da çok fazla değil. Sanırım herkes Black Ops fırtınasına kendini kaptırmış durumda ve açıkçası ben de kendimi o fırtınaya kaptırmayı tercih ederim. Size de önerim bu modda uzun süre eğlenme gibi bir amacınız olmasın, çünkü eğlenemiyorsunuz.
Front Mission: Evolved malesef her yönden hayal kırıklığı yaşatıyor. Oyunsuz döneminizde birkaç saat eğlenip bir köşeye atacağınız bir oyundan başka bir şeyle karşılaşmayı beklemeyin. Double Helix, bu oyun üzerinde hiç uğraşmamış. Hiçbir konuda olmasa bile en azından seslendirmeler konusunda daha iyi şeyler yapılabilirdi. Ne de olsa seslendirmelerde firmanın yeteneğinden çok, kiraladığınzı kişilerin yeteneği önemli. Sinematiklerle Square Enix'in uğraşmamış olması da yayıncının bile bu oyundan pek bir beklentisinin olmadığının kanıtı. Eğer mech savaşları konusuna hayranlığınız varsa Front Mission: Evolved'u fiyatı düştüğünde deneyebilirsiniz. Aksi takdirde yıllar önce çıkan mech savaşları oyunlarını oynamanızın size çok daha büyük bir eğlence sunacağına eminim. 2010 yılının sonunda, oyun yağmurunun başladığı bir dönemde, bütçenizi diğer oyunlara yönlendirmeniz yararınıza olacaktır. Piyasaya şu sıralar bu kadar mükemmel oyun çıkarken Front Mission: Evolved'a zaman ayırmak bile pek doğru bir şey değil.