Uzun zamandır beklediğim bir oyun olan F1 2011'i, kutusundan çıkarır çıkarmaz PS Vita'ma taktım ve koltuğumda kasvetli bir şekilde arkama yaslandım. Öncelikle bana hep garip gelen bir durumdan bahsetmek istiyorum. Mesela futbol veya basketbol oyunları sonbahar aylarında çıkışını yaparken, hep gelecek yıla ait olduğunu gösteren rakamlarla isimlendirilirler. Fifa 12, PES 2012 gibi... Ancak bu durum Formula oyunlarında farklı. Yarış sezonları Mart-Nisan aylarında başladığından dolayı, Formula oyunları da bir önceki yıla ait rakamlarla isimlendiriliyor. Hal böyle olunca, oyun çıkışını yapar yapmaz eski damgası yiyor. Yani bu durumu hiç bilmeyen kullanıcılar oyunun giden yıla mı, yoksa yeni yıla mı ait olduğunu hiç bilemiyorlar.
İstanbul Park'ın Formula 1'deki geleceği uzun zamandır merak ediliyordu. Uluslararası Otomobil Sporları Federasyonu (FIA), Formula 1 2012 takvimini açıkladığında İstanbul Park'ın yarış takvimine dahil edilmemesi, birçok F1 tutkunlarını derinden yaralamıştı. Tabi bu durum sadece F1 tutkunlarını üzmekle kalmamış, tüm motor sporlarına gönül veren takipçileri de hayal kırıklığına uğratmıştı. Neyse ki geliştirici Codemasters, bu durumu Formula 1 oyununa yansıtmamış ve İstanbul Park'ı yarış takvimine eklemiş. Yani burada üzülsek mi, sevinsek mi diye düşünmeden edemiyoruz.
Menüde neler var?
Oyunu başlatmadan önce LiveArea ekranında yer alan kırmızı renkli, içerisinde soru işareti olan ikona tıklıyoruz. Bu ikona tıkladığımızda karşımıza Kullanma Klavuzu çıkıyor. Normalde bu ilanızda yer alan tüm bilgiler oyunun kutulu sürümlerinde kitapçık şekilnde sunuluyor. Ancak bazı PS Vita oynlarının kutulu sürümlerinde kitapçık olmadığı için oyuna bu şekilde entegre ediliyorlar.
Yine LiveArea'dayken, parmağımızla ekranı yukarı doğru kaydırdığımızda, hem kendimizin, hem de arkadaşlarımızın oyunda yapmış olduğu aktiviteleri görüntüleyebiliyoruz.
Oyun açıldığında muhteşem bir açılış videosu bizleri karşılıyor. Bu videoda gördüğümüz grafik kalitesinin ilk etapta oyun içerisindeki grafiklerle birebir olduğunu düşünüyoruz. Ama hayır. Oyun içerisindeki grafikler malesef açılış videosu kadar etkileyici ve kaliteli değil. Buna yazımızın sonlarında yine değinecem ancak öncelikle menüde neler var onlardan bahsedelim.
İlk önce karşımıza "Profile Select" ekranı çıkıyor. Bu ekranda "Create" seçeneğiyle yeni bir profil yaratıyoruz. İsim, soyisim, forma ismi,ülke seçimi, kask seçimi gibi birçok işlemi yaparak profilimizi oluşturmuş oluyoruz. Profilimizi oluşturup seçtikten sonra da nihayet menümüze ulaşmış oluyoruz.
Ana menüde 9 farklı seçenek yer alıyor.
Quick Race: Hızlı bir şekilde oyuna giriş yapıp, yarışlara katılabiliyoruz.
Time Trial: Zamana karşı yarıştığımız bir durum söz konusu.
Grand Prix: Büyük motor sporlarındaki yarışlara genelde bu isim verilimektedir. Bu şeçenek altında yeni bir Grand Prix başlayarak takımımızı seçiyoruz ve yarışa dahil oluyoruz.
Career: Yeni bir karıyere ilk adımımızı atıyoruz. Başlangıç yapmadan önce oyunla ilgili ayarlarımızı gerçekleştirip, Career menüsünde kendimizi buluyoruz. Bu menüde ise Standings, Result, Advance Time, Player Status, Lapotop ve Calender seçenekleri yer alıyor.
Championsihip: Şampiyonaya katıldığımız bir yarış türü.
Challenges: 15 farklı bir yarış türü var. İlk etapta 5 farklı yarışı oynayarak A, B, C şeklinde derecelendirilmiş sınıflara ulaşmaya çalışacağız. Bizden istenilen tüm görevleri yerine getirmeye çalışarak yeni yarışlar açacağız. Bu esnada oyundaki kilitli olan haritaları, eşyaları ve kupaları da toplamaya çalışacağız.
Multiplayer: Oyunun olmazsa olmaz modlarından biri. Dünyanın herhangi bir yerindeki PS Vita kullanıcıları ile online yarışlar yapabiliyoruz. Yada online oynamayıp oyunu Local olarak arkadaşlarımızla da wi-fi bağlantısı kurarak oynayabiliyoruz.
Records: Oyunda elde ettiğimiz rekorların listelendiği bölüm. Ödüller ve kupalara da yine bu başlık altından ulaşabiliyoruz.
Options: Oyundaki kontrol, ses, kamera gibi birçok ayarı bu seçenek altından yapabiliyoruz.
Quick Race ile herhangi bir yarışa katılarak oynanıştan, kontrol sistemine, grafiklerden, oyundaki seslere kadar neler var neler yok onlara bakalım.
Yarışa başlamadan önce sürücümüzü ve pistimizi seçebileceğimiz bir ekran ile karşılaşıyoruz. Dünyanın en iyi Formula bir yarışçılarının yer aldığı listede, Lewis Hamilton, Michael Schumacher, Felipe Massa ve Fernando Alonso gibi birçok yıldız yarışçı bulunuyor. Pistler arasında ise İstanbul Park da dahil olmak üzere, Silverstone, Valencia Street Cırcuit ve Albert Park gibi birçok ünlü merkez var.
Yine bu ekrandan ayrılmadan önce, daha doğrusu yarışa başlamadan önce, oyun için son ayarları yapabileceğimiz "Race Settings" seçeneği bulunuyor. Tüm işlemlerimizi yaptıktan sonra yarış için hazır hale geliyoruz ve bekleme ekranında fazla takılmadan yarışa dahil oluyoruz.
Gaza basmadan önce biraz ekranda yer alan simgelerden bahsetmek istiyorum. Ekranın sol üst köşesinde pozisyon durumumuzu gösteren bir gösterge yer alırken, sağ üst köşede ise tur sayımızı ve en iyi zamanlama durumu ve süreyi gösteren göstergeler yer alıyor. Hemen sağ altta aracımızın yaptığı hız ve vites göstergeleri yer alırken, bir de lastiklerin sağlık durumunu gösteren küçük bir araç simgesi bulunuyor. Sol alt köşede ise yol durumunu gösteren mini harita mevcut. Tüm bu göstergeleri kapatmak isterseniz, ayarlardan seçiminizi yapabilirsiniz.
Gaza basarak yarışa başladığımızda araçların lastiklerinden çıkan dumanlar bariz bir şekilde görünüyor. Ancak ekranı duman bulutuyla kaplayacak kadar etkili değiller malesef. Start verilmesinden kısa bir süre sonra, yani ilk viraja girilirken bütün Formula 1 araçları bir yığın halinde o virajı geçmeye çalışırken görüyoruz. Tabi henüz yarış yeni başladı. Araçların arasında uzun mesafeler veya büyük farklar yok. İlk virajı kolay bir şekilde atlattıktan sonra, artık rahat bir yarış çıkarabiliyoruz. Bu arada virajlardan bahsetmişken, oyunun standart ayarlarıyla birlikte gelen bir özellik sayesinde, araçlarımız viraja yaklaştığı zaman otomatik olarak yavaşlıyor. bu durum yeni başlayanlar için büyük bir kolaylık sağlarken, zamanla oyuna aşina olan kullanıcılar bu özelliği ayarlardan kapatabilir ve oyunu tamamen manuel olarak yönetebilir.
Yarış sırasında asfaltın üzerinde yeşil renkli bir çizgi olduğunu göreceksiniz. Bu çizgi doğru bir sürüş yapmamız için bizlere yol gösteriyor. Eğer çizgiyi takip etmeden aracımızı sürmeye çalışırsak pistten çıkmamız kaçınılmaz. Virajlara yaklaştığımızda ise yeşil olan çizgimiz birden kırmıza dönüşmesi, yavaşlamamız gerektiğine işaret ediyor. Tabi burada da oyuna aşina olan kullanıcılar, bu göstergeyi ayarlardan kapatarak oyunu tamamen manuel olarak yönetebilirler.
Pistler özenle ve aslına sağdık kalarak tasarlanmışlar. Çevre detayları da Formula yarışları için yeterli düzeyde. Ancak grafikler konusunda oyunun sınıfta kaldığını söyleyebilirim. Hele o açılış videosunu izledikten sonra ister istemez daha sağlam grafikler beklemek doğal hakkım diye düşünüyorum. Oyun sırasında aracımızın çimlerden veya kumdan geçerken tekerimizin arkasından çıkan çim ve kum parçaları ''yuh'' denilecek kadar kötü görünüyor. Araç üzerine düşmeyen ışıklar, tekerin üzerinde olmayan detaylar ve AAA eksikliği bariz bir şekilde görünüyor. PS Vita'nın 5 inç OLED ekranı ve güçlü işlemcisi olmasına rağmen grafikler istenilen düzeyde olmaması büyük bir hayal kırıklığı yarattı bende. Hatta bu grafikleri her akıllı telefonda ve Sony'nin bir önceki el konsolu PSP'de de görebilmek mümkün.
Oyundaki kontrollerden biraz bahsedecek olursak, F1 2011 bu konuda kullanıcıya kısıtlı bir kontrol çeşitliliği sunuyor. Yani PS Vita'nın yenilikçi dokunmatik kontrollerinin neredeyse hiçbiri oyun sırasında kullanılamıyor. Sadece ön dokunmatik ekranı kullanarak kamera açılarını hızlı bir şekilde değiştirebiliyoruz. Arka dokunmatik panel ve Sixaxis teknolojisine dair hiç bir seçenek yok. Üstelik menülerde bile dokunmatik ekrandan hiçbir şekilde faydalanamıyoruz.
Oyunun en can alıcı modlarından biri de çoklu oyuncu desteğine sahip olan Multiplayer modu oluyor. Bu modu seçerek oyuna giriş yaptığımızda Online ve Local adı altında iki seçenek bulunuyor. Bunlardan Online modunu tercih ederseniz, dünyanın herhangi bir yerindeki PS Vita kullanıcılarıyla online multiplayer yarışlara katılabiliyorsunuz. Local modunu tercih ederseniz de Wi-Fi bağlantısı üzerinden yanınızdaki kişi veya kişilerle yani arkadaş çevrenizle multiplayer yarışlar yapabiliyorsunuz.
Online moduna giriş yaptığımızda yine iki seçenekle karşılaşıyoruz. Bunlardan biri ''Play With Friends'' ki, bu modda yanınızda olmayan, ama arkadaş listenizde bulunan diğer PS Vita kullanıcılarıyla online yarışlar yapabiliyorsunuz. Diğeri ise, ''Play With Anyone''. Bu modda ise dünyanın herhangi bir yerindeki PS Vita kullanıcısı ile online yarışlar yapabiliyoruz.
Ben ''Play With Anyone'' ile giriş yapmayı tercih ettim. Çünkü arkadaş listemde yer alan kullanıcıları henüz F1 2011 oyununa sahip olmayabilirler. ''Play With Anyone'' modunun da altında ''Create Multiplayer Game'' ki bu modda kendi oluşturacağımız yarış türü bulunuyor. 2, 3 ve 4 kişiye kadar desteklenen kullanıcı sayısına göre seçim yapmak mümkün. Diğeri ise ''Join Multiplayer Game''. Bu modda diğer kullanıcıların oluşturmuş olduğu odalara bağlanarak direk yarışlara katılabiliyoruz.
Tabi 4 kişiye kadar desteklenen Online modları ne denli keyifli olur bilinmez ama, keşke en az 8 kişiye kadar desteklenen odalar olsaydı diye içimizden de geçirmiyor değiliz hani.
Multiplayer modunda tüm ayarlar standart olarak karşımıza çıkıyor. Rakip araçlar aracımıza çarptığında normal yarışlardakinin aksine daha çabuk dengemizi kaybedip pist dışına savrulabiliyoruz.
Genel anlamda F1 2011 oyunu, daha çok Formula tutkunlarının ilgisine çekecek düzeyde bir oyun olmuş. Grand Prix, Championsihip, Challenges ve Multiplayer modları oyunu hem eğlenceli kılmış, hem de uzun bir süre oynama havası yaratmış. Beni en çok üzen şey ise, PS Vita'nın işlmeci gücüne, Ram'ine ve 5 inç OLED ekranına yakışmayacak derecede kötü olan Grafikler oldu. Keşke açılış videosundaki gibi oyun içi grafikler de beni etkileyebilseydi. Bunun dışında araç hiçbir şekilde hasar armıyor. Ne diğer yarış araçlarıyla çarpışırken, ne de bariyerlere çarparken aracın hiçbir şekilde hasar alması biraz enteresan olmuş. Geliştirici oyun için PS Vita'nın yenilikçi dokunmatik kontrollerine hiçbir şekilde müdahale etmemiş ki, en azından dokunmatik fonksiyonları menüler arası geçişlerde kullanabiliyor olsaydık, oyun içerisinde pek de bu konudan rahatsız olacağımızı söylemeye gerek kalmayabilirdi.
F1 2011'i PSN üzerinden satın almak isteyen kullanıcılar 79.99 TL ödeyerek bu oyunu temin edebilirler.