Basketbol denince aklıma ilk gelen şeylerden birini tahmin edin desem hangi cevabı verirdiniz? Basket topu, NBA, Ülker, Efes, Galatasaray, Fenerbahçe gibi bir çok terimi mırıldandığınızı duyar gibiyim. Ama bu kelimelerden hiçbiri değil. Buna rağmen eminim benimle aynı şeyi düşünen onlarca, belki de yüzlerce kişi vardır. Basketbol denince nedense aklıma, saati 02:30 - 03:00 civarına kurup şişkin gözlerle ve homurdanarak, bir yandan da heyecan içerisinde kalkmaya çalışmam geliyor.
Bir çok NBA severin benimle aynı duyguları yaşayarak gece yarılarında, ayakta dikildiklerine eminim. NBA’in o üstün oyun zevki bizi sabahlara kadar ayakta tutmayı sağlayan yegane nedenlerden birisidir. Her ne kadar ülkemizdeki basketbol ligleri de zaman zaman çok heyecanlı bir hal alsalar da gerek çok sevilen futbol, gerekse de beklenilen ilgiyi görmemeleri nedeniyle hep ikinci planda kaldılar. Herhalde ülke olarak NBA’deki gibi bir basketbol coşkusunu en fazla Avrupa Basketbol Şampiyona’larında yaşamışızdır.
Açıkça söylemem gerekir ki zaman geçtikçe basketbol izlemekten, hele hele gece sabaha kadar beklemekten biraz uzak kaldım. Önceden haberlerini bile büyük merakla takip ederken, zaman geçtikçe NBA dünyasından iyice koptuğumu söyleyebilirim. Benim o dünyaya tekrar dönmemi sağlayan ise her sene bu dönemler piyasaya çıkan NBA oyunları oluyor. Ve içimde, o eski günlerdeki heyecanı tekrar tekrar yaşayabiliyorum.
Basketbol oyunları denince ise akla gelen iki seriden biri olan NBA 2K’nın yeni oyunu nihayet raflardaki yerini aldı. Serinin 10.yılı şerefine çıkan NBA2K’nın ilk oyunu 1999 yılında Sega Dreamcast platformuna çıkmıştı. Tam 10 yıllık macerasında NBA 2K serisi her oyunu ile daha da başarılı olmayı bildi.
Geçen sene çıkan versiyonu ile “Daha iyisi nasıl yapılabilir?” sorularını aklımıza getiren serinin yeni oyunu adeta bu gibi sorularımızı cevaplar nitelikte karşımıza çıkıyor.
Oyunu açar açmaz karşımıza oyunun kapağını da süsleyen Kobe Bryant geliyor. 2K Sports ekibi oyunun kapağında yer alacak olan NBA yıldızı için bir anket açmış ve bu anket Kobe Bryant’ın liderliği ile son bulmuştu. Kobe Bryant’ın ekrana gelmesi ile birlikte ise oyunun heyecanını daha çok yaşamamıza neden olan sözleri duyuyoruz. Gayet sakin giden maçta son dakika basketinin spikerlerce anlatıldığı o an heyecanımızı daha da arttırıyor ve hemen oyuna geçiş yapıyoruz.
Bu geçişle birlikte menü ekranını beklerken, bizi oyunun geçen seneki versiyonunda da yer alan Living Rosters ekranı karşılıyor. Living Rosters, NBA maçlarını anında karşımıza getiren bir sistem. Ve bu sistemle birlikte oyundaki oyuncu kadrolarını da skorlara göre ayarlayabiliyorsunuz. NBA Today menüsü altında da görebileceğiniz bu istatistiklere uymayıp dilerseniz gene kendi beşlinizi sahaya sürebiliyorsunuz. Oyunda bulunan NBA Today kısmı özellikle NBA maç skorlarını ve maç programlarını takip edenler için büyük kolaylık olacaktır.
Living rosters ekranını geçince direk olarak maç ekranına geçiş yapıyoruz. 2K Sports oyunun menü sistemini oldukça değiştirmiş. Yenilikleri seven bir oyuncu olsam da oyundaki bu yeniliği pek sevdiğimi söyleyemeyeceğim. Özellikle oyuna yeni başladığınızda “ne nerede?“ diye baya bir bocalıyorsunuz. Oyunun ana menü sistemi, ekranın neredeyse tamamını kaplamış ve tab diye tabir edilen menü sistemi kullanılmış. Çoğu oyundan alıştığınız gibi dostluk maçı, online gibi menü kısımlarını aramayın zira iç içe kullanılan menü sisteminde hiç birisini bulamıyorsunuz.
Mesela dostluk maçı yapmak için menüyü açmadan gelen ekranda direk takımları seçerek başlıyorsunuz veya online rank maçı yapmak istediniz ; gene aynı ekrandan üst tuşuna basarak ranked match seçeneğini seçip online rakip aramaya başlıyorsunuz. Gene de başlarda kullanışsız gelen bu menü sistemini kurcaladıkça alışmaya başlıyorsunuz ama eski sistemleri de arayacağınıza eminim.
Oyunun eski versiyonlarında bulunan İkiye iki, online sezon ve antreman kısmı gibi oyun modları yeni oyunda da yer alıyor. Gelelim oyunun belki de en büyük yeniliği olan My Player kısmına; 2k Sports’un sürekli yapması beklenilenen bu modun, oyunun özellikle tek başına oynayan oyuncular için en zevkli modu olduğunu söyleyebilirim.
My Player kısmında adından da anlayabileceğiniz gibi kendi karakterinizi yaratarak kariyerinizi oluşturuyorsunuz. Oldukça detaylı karakter yaratma sisteminin bulunduğu oyunda aksesuarlarınıza kadar seçip, zıplama gibi bir çok özelliklerinizi de belirleyebiliyorsunuz. Örneğin karakterinizi oyunda yer alacağı konumu seçerseniz ona göre hazırda bir istatistiğiniz beliriyor. Atletik, Skorer, Savunma oyuncusu veya hepsini kapsayan özelliklere sahip bir oyuncu yaratabiliyorsunuz.
Karakterinizi yarattıktan sonra ise hemen A takıma giriş yapamıyorsunuz. İlk olarak NCAA (Kolej Ligi)’nde yer alıyorsunuz. Oyunun asıl atmosferine göre tahmin edildiği gibi oldukça sönük geçen maçlarda ilk başlarda yedek kulübesinde yer alıyorsunuz. Oyuna girdiğiniz anda ise adeta bocalayacağınızı söyleyebilirim.
Oldukça yeteneksiz olan oyuncunuz çok sık yedek kulübesine dönmek zorunda kalıyor. Yedek kulübesine dönünce ise oyuna giriş yapmak istediğinizde hemen girebiliyorsunuz. Ayrıca yedek kulübesinde otururken maçı bulunduğunuz yerden izliyor ve oynamadığınız kısımları simüle ederek geçebiliyorsunuz.
Peş peşe müsabakalara çıktıkça oyuncunuz gelişim gösteriyor. Her maç öncesi ise yapmanız gereken görevleri gerçekleştirirseniz ekstra deneyim puanı kazanabiliyorsunuz. Örneğin 5 blok yap, 3 sayı at veya 3 rebound al gibi görevler sizi bekliyor. Oyuncunuz geliştikçe daha iyi hareketler yapmaya başlıyor ve kontrolünü daha iyi sağlayabiliyorsunuz. Ayrıca oyunun bu modunda karakter yaratmadan hazırda bulunan diğer NBA sporcularını da seçerek kariyerlerini sıfırdan yönlendirebiliyorsunuz.
Oynanışa gelecek olur isek her sene olduğu gibi olukça gerçekçi olduğunu söylemeliyim. Maça başlamadan önce seçtiğiniz takımın en skorer üç oyuncusunu görüyorsunuz. Oyun başlarda biraz hantal gelebiliyor. Özellikle serinin en büyük rakibi olan Live 10’u daha önce denediyseniz aradaki farkı çok daha kuvvetli bir şekilde hissediyorsunuz. 2K serisi ile haşır neşir olanlar zaten bilecektir ama oyunu yeni deneyecek olanlara da belirtelim ; bu oyunda saatlerinizi geçirmeden alley oop gibi üst seviye hareketleri bir kenara bırakın smaç basmayı bile hemen beklemeyin. Bu gibi hareketleri yapmak için oyunda oldukça zaman geçirmelisiniz. Bu yönden oyun özellikle basketbol severler tarafından oldukça beğeniliyor. İyice oynayıp, oyunun kontrol sistemine de alışınca ise adeta NBA’deki şovu oyunu oynarken yaşıyorsunuz.
NBA 2K serisinin rakibine göre en sevilen yönlenirden birisi de takım oyununa oldukça önem vermesi oluyor. Tek başınıza gidip basket attığınız pozisyonlarla çok ender karşılaşıyorsunuz çünkü takım halinde hücuma kalkmadığınız taktirde topu hemen kaptırabiliyorsunuz. Sizin takım arkadaşlarınız gibi karşı rakibin de yapay zekasının oldukça üst seviyede olduğunu söylemeliyim.
NBA 2K10’un en büyük problemi ise online modlarında karşımıza çıkıyor. Beşe beş mücadeleye dahi girebileceğimiz, hatta online bir ligin bile bulunduğu oyunun online kısmında maalesef lag problemleri ile karşılaşıyoruz. Yüksek bir bağlantı ve bire bir oyun modunu oynamama rağmen oyunun online kısmında lag problemleri ile karşılaştığımı söyleyebilirim. 2K9’da bire bir oyun modunda hiç böyle bir problemle karşılaşmamışken beşe beş oyun modunu ise oynayamamıştık. Yeni oyunda ise tek kişilik online kısımda bile lag problemi ile karşılaşınca beşe beş oyun modunu denemeye hiç yeltenemedim bile. 2K Sports’un özellikle oyunun online kısmına bir çözüm getirmesi gerekiyor.
NBA 2K serisinin grafiklerini her zaman beğenmişimdir. Geçen seneki versiyonu ile bizi oldukça şaşırtan oyun, bu sene gene aynı şaşkınlığı yaşamamıza neden oluyor. Oyunun özellikle atmosferinin büyük bir ölçüde artış gösterdiğini söylemeliyim. Maça başlar başlamaz o his içinizde oluşmaya başlıyor. Saha karanlık ve sahanın ortasındaki lazer gösterileri sizi oyunun ve NBA’in atmosferine çabucak sokmayı başarıyor. Seyirciler ve oyuncu karakter modellemelerinin bir adım daha ileri gittiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Oyuncuların üzerlerinde bulunan formalar ise oyunun grafikleri adına büyük bir artı oluyor. Harekete göre dalgalanışlarını çok iyi bir şekilde seçebiliyorsunuz. Oyunun grafik yönünden en büyük eksiği ise özellikle kalabalık ekranlarda ortaya çıkan frame problemleri oluyor.
Oyunun kontrol sistemi ise oldukça basit tasarlanmış. Normal paslar dışında nokta pas seçeneğinin de bulunduğu oyunda, başta da dediğim gibi iyi bir performans sergilemek için oyunu uzun bir müddet oynamanız gerekiyor. Oldukça sağlam olan atmosfer güzel spiker yorumları ve coşkulu seyirci ile daha da sağlam bir hale gelmiş. Spikerlerin takımlar ve oyuncular hakkında detaylı bilgilere yer vermeleri de oyunun artılarından birisi oluyor. Seyircilerde artık olur olmaz yerde coşkunluk göstermiyor. Normal basketlerde bir hayli coşku yaşayan seyirciler, çok ender görülen hareketlerde ise adeta sizi gazlayan etken oluyor.
Her çıkan versiyonu ile kendini aşmayı başaran 2K serisi bu senede geçen seneki versiyonunu geçmeyi başarmış. Lag ve Frame problemlerinin zaman zaman sıkıcı bir hale geldiği NBA 2K10, My player modu ve gerçekçi oynanışı ile türü seven oyuncuları fazlasıyla memnun edecektir.