Yeryüzü bugüne kadar büyük veya küçük boyutta kaç tane savaşa tanıklık etti? Sanırım tarihçiler bile bu sayıyı bilmiyordur. İnsanoğlunun tarihi güzellikler kadar savaşlar ve katliamlar ile doludur. Önce kabileler arasında başlayan savaş, uluslar ve dinler arasında da yapıldı. Daha sonra ise ırk-din fark etmeyen Dünya Savaşları ile insanlar birbirini öldürdü. Bazen savaşma iç güdüsünün doğamızda olup olmadığını merak ediyorum, çünkü çoğu savaşın nedeni üstünlük duygusu taslamaktan kaynaklanıyor. Milletlerin de kişiler gibi güçlerini göstermek ve egolarını tatmin etmek için karşı tarafa baskı uyguladığına çoğu zaman tanık oluyoruz. Tabi karşı taraftakinin enerji kaynaklarını ele geçirmek ve kendi yararına kullanmak istemek de son dönemlerin en büyük savaş nedeni. Peki ya aşk? Evet tarihte aşk için de savaşlar yapıldığı söyleniyor. Eğer gerçekten de nedeni aşksa Truva savaşı bu savaşlar arasında en ünlüsü. Hatta bu savaşın kelimenin tam anlamıyla “popüler” olmasının nedeni de içinde aşk temasının bulunmasıdır. Son dönemlerdeki filmi ile de daha da popülerleşen bu savaşı anlatan yeni bir oyun da piyasaya çıktı. Bu oyunun adı Warriors: Legends of Troy.
Savaşta kendilerine yardım etmesi için Tanrılara dualar edildi
Oyunumuzun hikayesi Truva savaşının İlyada'da anlatılan şeklinden alınmış. Truvalı Paris'in Yunanistan'ı ziyareti sırasında Menelaos'un karısı Helena'yı kaçırması (ya da birlikte kaçmaları) Yunanaistan'ın (daha doğrusu Sparta'nın) Truva'ya savaş açmasına neden olur. Yüzlerce gemi ile Ege denizini geçen Sparta birlikleri Anadolu'ya (Çanakkale) çıkarma yaparlar. Bizim de oyunumuz böylece başlamış oluyor. Warriors: Legends of Troy'da Truva savaşında yer almış bir grup savaşçıyı yönetiyoruz. Achilles ve Hector gibi önemli kişilikleri de yönettiğimiz oyunun hikayesi belli bir kişiyi ele alarak oluşturulmamış. Bazen Yunanistanlı olarak, bazen de Truva'lı olarak oyuna devam ediyoruz. Yani Truva savaşını her iki ulusun da gözünden oynama şansımız oluyor. Zaten oyunun amacı da bu savaşta yer almış kahramanları yönetmemiz ve savaşı bütün yönleriyle en iyi şekilde hissetmemiz. Siz de sinematiklerde veya ara sahnelerdeki çok başarılı anlatımlar sayesinde Truva savaşının atmosferine kendinizi aniden kaptırıyorsunuz.
Tecmo-Koei'nin Truva savaşını genellikle Japonların sevdiği bir oyun türü ile ele alması ortaya ilginç ve hoş bir karışım çıkarmış.
Dynasty Warriors serisinden tanıdığımız KOEI'nin Kanada stüdyosu tarafından geliştirilen Warriors: Legends of Troy, Japonya'da büyük beğeni kazanan “(Dynasty) Warriors” serisinin yeni bir üyesi olarak görülebilir. Sadece bu defa geliştirici firma Batılı ve Uzakdoğu yerine Batı tarihi ele alınmış. Özellikle oyunun başındaki sunum bir Batılı oyun oynadığınızı hissettiriyor ve açıkçası Dynasty Warriors serisinden çok daha başarılı bir sunumun olduğunu söylemeliyim. Buna rağmen oyuna başlar başlamaz askeri birliklerin dizilişi, oynanış mantığı bir Dynasty Warriors oyunu oynuyormuş gibi hissettirecek kadar belirgin. Savaşın başlangıcından sonuna kadar sürekli Truva ve Yunanistan'ın en ünlü savaşçıları arasında zorunlu değişim yaparak ilerlediğimiz oyun başladığında görevlerinizin büyük bölümünün karşınıza çıkacak olan yüzlerce askeri öldürmekten ibaret olduğunu göreceksiniz. Örneğin sivilleri koruma görevlerinde bile öncelikle gruplar halindeki düşman birliklerini öldürmeniz gerekiyor.
Bu savaşta düşmanlara acımak yok
Yunanistan tarafında Achilles, Ajax, Odysseus ve Patroclus'u, Truva tarafında ise Aeneas, Hector, Paris ve Penthesilea gibi savaşçıları yönettiğimiz oyunda gizli karakterleri de açmanız mümkün. Bütün dövüşçülerin birbirinden farklı özellikleri bulunduğundan hepsiyle oynamak isteyebilirsiniz. Yine de oyunun mantığı karaktere göre değişmiyor. Toplamda Quick Attack, Focused Attack ve Stun Attack olmak üzere 3 çeşit saldırı şekliniz var. Bunlar karaktere göre farklı saldırılar anlamına gelse de, genel mantık güçlü ama ağır, zayıf ama hızlı şeklinde ilerliyor. Ayrıca düşmanların sersemlemesini sağlayan ve bizi daha güçlü yapan “Fury” yani “Öfke” özelliği de oyunun vazgeçilmez yönlerinden.
Savaşlarda her karakter ile düşman birliklerinin arasına dalacaksınız ve çeşitli tuş kombinasyonlarını kullanarak grupları dağıtacaksınız. Oyun boyunca yanınızda sizin askerleriniz de oluyor ve Dynasty Warriors oyunlarının aksine bu askerler bazen çok işe yarıyor.
Ayrıca çok güçlü olsanız da düşman gruplarının arasındaki generaller ve üst rütbeli savaşçılar bazen işinizi zorlaştırabiliyor. Eğer teke tek bir mücadelede değilseniz (bazen askerler çevremizi sarıyor ve dairesel bir alanın içinde teke tek mücadelelere giriyoruz) öncelikle sayız askerleri temizleyip güçlü generalleri adamlarınızın da yardımıyla rahatlıkla yenmeniz mümkün oluyor. Anlayacağınız Dynasty Warriors oyunlarını oynamış birisi için Troy'un oyun yapısı hiç yabancı gelmeyecektir. Diğer oyuncular da oyunun mantığını kısa sürede kapabilir.
Troy'un en beğendiğim özelliklerinden birisi de karakter gelişim özellikleri oldu. Her görev sonrası karakter değiştiğinde bir menü ekranı ile karşılaşıyorsunuz ve burada bazı eşyaları satın almanız mümkün oluyor. Bunları da sınırlı kapasitesi olan (genişletilebilir) taşıma kesenize aktarıyorsunuz. Menüde alınabilecek Small Ring of Zeus (enerji), Small Ring of Ares (Fury), Small Ring of Hermes (Quick attack), Broken Arrow of Athena (Focused attack) ve Small Ring of Poseidon (Stun Attack) gibi eşyalar çeşitli özelliklerinizi geliştiriyor. Bunların yanı sıra kombolar kazanmanızı sağlayan çeşitli eşyalar da var. Tabi bu eşyaların sayıları çok fazla ve etkileri de fiyatlarına göre değişiyor. Örneğin Bracelet of Hermes'i aldığını zaman (pahalı) Quick Attack'ınız Small Ring of Hermes gibi minicik değil, tamamen artıyor. Bazı eşyalar ise örneğin Fury modunda daha fazla hasar vermenizi sağlıyor. Bu eşyaları bütün karakterlerde kullanma şansınız var. Her karakter değişiminde bir menü ekranı görünüyor ve buradan eşyaları karakterlere göre atayabiliyorsunuz. Eşyaları karakterler arası aktarabilmeniz ve geçici kullanımlarının olmaması oyunun atmosferine pozitif etki yapıyor.
Peki eşyaları nasıl satın alıyoruz? Her bölümün sonunda karşılaştığınız düşman sayısı, tamamladığınız görevler, bölümü tamamlama puanınız ile zorluk derecesi (normal zorluk derecesinde %125) çarpılıyor ve toplam puanınız ortaya çıkıyor. Örneğin ben ilk bölümü bitirdiğimde 1636 puan almıştım. Bu da küçük eşyalardan almama yetiyordu.
Çoğu zaman kalabalık düşman grupları arasına dalmanız gerekiyor
Warriors: Legends of Troy'un genel tasarımı ve mantığı Japonya'da popüler olan aksiyon oyunlarından (Dynasty Warriors, Samurai Warriors vs) alınma, ama KOEI Canada hikaye anlatımı, sunum ve daha az fantastik dövüş sahneleri ile Batılıların da zevkine hitap edebilecek bir yapımla karşımıza çıkmayı başarmış. Açıkçası Troy'u oynamadan önce oyuna pek de olumlu bakmıyordum ve beklentilerim de minimum düzeydeydi. Buna rağmen Dynasty Warriors serisinden çok daha fazla eğlendiğimi itiraf etmeliyim. Hatta Batılı oyun türlerine kendini daha yakın hisseden oyuncular eğer bu türe adım atmak istiyorlarsa ilk olarak Troy'u oynamalarının gerektiğini düşünüyorum.
Troy 1. sınıf bir oyun olmaktan uzak olmasına rağmen eğlenceli bir yapım. Tabi eğlenceyi üst düzey olmasını engelleyen etkenler de mevcut. Öncelikle bu türdeki hemene hemen bütün oyunlarda ana sorunumuz olan “sıradan askerlerin birbirine çok benzemesi ve yapay zekadan yoksun olmaları” gibi eksiklikler Troy'da da bulunuyor. Yine de bu türdeki benzer oyunlardan daha iyi bir yapay zekaya sahipler. Kontrollerin bazen hantal kalması ve istediğimiz yöne saldırılar düzenlememizin zor olduğu anlar da klasik bir sorun olarak bu oyunda da bulunuyor. Ayrıca bazen kamera açıları da tüm alanı görmemizi engelliyor. Yine de genel olarak çok büyük sorunlar yaşamıyoruz.
Dynasty Warriors oyunlarını sevenlerin Warriors: Legends of Troy'u da çok beğeneceğini düşünüyorum
Grafikler de günümüz standartlarının gerisinde, ama beklentileriniz benim gibi düşükse beklediğinizden daha iyisini alacağınıza emin olabilirsiniz. Öncelikle karakter modellemelerini beğendiğimi söylemeliyim, buna rağmen animasyonlarda bazı sorunlar mevcut ve karakterleriniz bazen eski bir arcade oyunundaki gibi hareket ediyor. Kalkanlardaki parlamalar ve hikaye sunumlarının yapıldığı sanatsal çalışmalarla süslenmiş sahneler ise çok hoş duruyor. Geliştirici ekip çevre tasarımı yaparken ise iyi bir araştırma yapmış. Türkiye ve Yunanistan'ı ziyaret eden yetkililer buranın doğasına uygun renk paleti ve çevre tasarımı sunmayı başarmış. Özellikle renk paletini çok beğendiğimi söylemeliyim, çünkü karakterler ve çevre birbirinden ayrı durmuyor. Bazen uzaktaki düşmanları görmemiz zor olsa da, uzaktan savaş yapmadığımız için bu çok da önemli değil. Yine de bu nesilde öyle grafikli oyunlarla karşılaşıyoruz ki Warriors: Legends of Troy'un grafiklerine burun bükmeniz mümkün. O nedenle grafik hayranı birisi iseniz Troy'u beğenmemeniz mümkün.
Aksiyon oyunu severler kendilerini Troy'a oldukça yakın hissedecekler
Bugüne kadar bu türde oynadığımen iyi oyunun Kingdom Under Fire: The Crusaders olduğunu her fırsatta söylüyorum. Açıkçası o günden sonra da bu türdeki diğer oyunları pek beğenmedim. Warriors: Legends of Troy da Kingdom Under Fire: Crusaders'in kalitesine yaklaşmaktan uzak, fakat uzun zaman sonra bu türde eğlendiğim nadir oyunlardan birisi. Başarılı anlatım ve seslendirmelerin yarattığı güçlü atmosfer, nispeten gelişmiş yapay zeka, Uzakdoğu tarihinden farklı bir hikaye, eğlenceli bir oyunun karşımıza çıkmasını sağlamış. 4 kişilik multiplayer desteği ile türü seven oyuncuları kendisine bağlayabilecek oyun, satın alınabilecek onlarca eşya, birbirinden farklı özelliklere sahip çok sayıda karakter sunması ile de uzun soluklu bir yapım olmayı başarıyor. Özellikle türü seven oyuncular Troy'u tekrar tekrar bitirmek isteyebilirler. Eğer “hack-n-slash türünü seviyorsanız Warriors: Legends of Troy'a bir şans verebilirsiniz. Kim bilir belki de Troy, bu türü sevmenizi sağlayacak oyun olabilir.